Close

CEREN TABAK: “YOGADAKİ KİLİTLİ BÖLÜMLER HAYATIMIZDAKİ SORUNLARA DENK GELİYOR”

Ceren Tabak:

Yogayı hayatında bir yaşam biçimi olarak barındıran sosyal medyada kenine özgü bir kitlesi olan Ceren Tabak’ın hikayesini oldukça ilgi uyandırıyor. İlk yoga dersinde yoga ve kendisi arasında kuvvetli bir bağ oluştuğunu söyleyen Ceren Tabak, eniyikadin.com’da Yaren Akay’a özel açıklamalarda bulundu.

“İNSTAGRAM BİRAZ DAHA HAYALLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR KILIYOR”

Instagramdan gördüğümüz kadarıyla Ceren Tabak’ı tanıyoruz. Ancak gerçek hayatında Ceren Tabak nasıl biridir? Bize kendinden bahsedebilir misin?

24 yaşında hala okula gidip ödev yapan, okuldan çıktığı ilk fırsatta da yogaya koşan meyve sebze delisi biriyim. Güneşin doğuşuyla güne başlıyorum neredeyse. Geç uyandığımda sanki gün ışığını, günü kaçırıyorum hissine kapılıyorum. Güneş enerjisiyle çalışıyor gibiyim yani J Instagram’daki Ceren Tabak bir tık daha mutlu ve her şeyi yolunda gözüküyor olabilir galiba. Gerçek hayatımda da oldukça keyfi yerinde bir insanım gerçi ama instagram biraz daha hayallerimizi gerçekleştirilebilir kılıyor, en azından benim için. Bazen güzel denizli bir post gördüğümde bile kendimi orada hayal edip mutlu olabiliyorum. Hatta bazen orada yoga yapabilsem keşke diye hayallere dalıyorum. Çok koşturmacalı bir hayatım var belki de o yüzden yogaya bu kadar bağlıyım. Durup kendimi dinleyebildiğim, içime dönebildiğim bir alan yaratıyorum kendime. Yeni bir yeri veya mekanı kendi başıma keşfetmek en büyük zevklerimden biri. Enerjimi kalabalıklardan değil de, yalnızlıktan depoluyorum.  Bir de çok yakın arkadaşlarımla vakit geçirdiğimde huzurlu hissediyorum, zaten su gibi akıp geçiyor o süre. Ve tabi ki Selen! Yeri geldiğinde bana ablalık yapan bir kardeşim var, bir tek ona nazlanıyorum. Sahip olduğum en değerli şey. Ha bir de kedilerim var… Eve gelip Aşil (10 kiloluk olan kedimJ)in kucağıma yattığı dakika, işte o zaman gün benim için tamamlanmış oluyor.

“YAPTIĞIM HİÇBİR ŞEY BANA YETMİYORMUŞ GİBİ GELİYORDU VE ASLA TATMİN OLMUYORDUM.”

Muhtemelen takipçilerinden bu konuda çok fazla soru geliyordur. Fiziğini tamamıyla yogaya mı borçlusun?

HayııırJ Ben 6 yaşımda yüzmeye başladım, lise son sınıfa kadar da profesyonel olarak yüzdüm. Antrenmanlarımız inanılmaz yoğun ve yorucu geçerdi. Günde 6 saat antrenmandaydık, hayatımın neredeyse 4’te 3’ü gerçekten sudaydı yani. Üniversite sınavı döneminde bu işi yürütmek beni epey zorlamıştı ve bıraktım. Zaten olanlar buradan sonra oldu. Vücudum o kadar aç ki hareket etmeye, hep bir şeylerle uğraştım. Keskin geçişlerim olmadı hiç. Yani su topu oynadım bir süre, fitnessı hep yaptım. Bazen bunların arasına pilates girdi bazen sadece koştum. Ama bir şeyler eksikti, yaptığım hiçbir şey bana yetmiyormuş gibi geliyordu ve asla tatmin olmuyordum. Sonra yolum bir şekilde yogayla kesişti, vücudum daha değişik bir forma büründü. Şimdi çoğunlukla yoga yapıyorum ama hala arada çıkar koşarım, bazen yüzmeye giderim. Meğer hep bir akıştaymışım yıllardır, yogayla farkına vardım J

Gördüğümüz kadarıyla yoganın senin hayatında yeri çok büyük. Bu seviyeye nasıl geldin ve bu konudaki motivasyonun nedir? Yoga senin için ne anlam ifade ediyor?

İlk dersimi hatırlıyorum. O huzuru, o hissiyatı hala tarif edemiyorum. Yumuşacık olmuştum kalbim erimişti, hep böyle söylerim J “Dallanıp budaklanacak ve hiç bitmeyecek bir yol, iyi ki buldun” demişti bir arkadaşım. Her yeni günde o kadar çok şey öğrenmeye devam ediyorum ki… Harika olan bu sanırım sadece matımın üzerinde değil her yerde hayatımın içinde. Tabi ki bu seviyeye gelmemde en büyük etken ve destekçim canımın içi Pınar. Hem hocam hem yoldaşım, bazen ablam bazen arkadaşım. Çok seviyorum ve zaman ayırıyorum, üzerine düşüyorum bu işin. Her gün pratiğimi yapmaya çalışıyorum ve hep bir adım daha zorluyorum kendimi. Kendimi zorlamak ve gelişimimi görmek hoşuma gidiyor. Geliştiğimi gördükçe de hep bir sonraki olsun istiyorum haliyle. Yoga bana bir oyun gibi geliyor. Kilitli bölümler var ve bu bölümler hayatınızdaki sorunlara, çıkıntılara denk geliyor. Onları önce matın üzerinde çözüme ulaştırıyorum, pratikle asanalarla belki. Ardından gerçek hayatta her şey çorap söküğü gibi geliveriyor. Bazı bölümler çok kolay açılıyor, bazılarında tekrar tekrar durup, sabırla beklemek gerekiyor. Her bir bölümün ayrı bir güzelliği var.

“TAVSİYE EDEBİLECEĞİM TEK ŞEY HAYATLARINA DAHA FAZLA HAREKETİ DAHİL ETMELERİ.”

Ceren Tabak’ı tanıdığımız kadarıyla sağlıklı beslenmeye özen gösteriyor. Bu çocukluğundan gelen bir alışkanlık mıydı yoksa zamanla kazandığın bir özellik mi? Bu konuda gençlere tavsiyelerin neler olur?

Hayır, maalesef ya hatta çocukluğumda da keşke kereviz sevseydim diyorum. Lise ve üniversite zamanlarında gayet kötü beslenirdim ama aşırı aktif olduğum için vücudum bir şekilde onları tölere ediyordu. Sınav döneminde antrenmanlarım aksamaya başlayınca bir bakmışım o eski halimden eser kalmamış. Çünkü yeme hızım ve miktarım hiç değişmemişti. Dengeli ve düzenli beslenmeye keskin bir dönüş yapmak beni çok zorladı ilk başta, yalan yok.  Garip gurup şeyler yiyordum arkadaşlarım da bana tuhaf bakıyorlardı. Büyük boy pizzalardan, kokoreçlerden salata tabaklarına geçiş yaptım, geçmeye çalıştım ya da… Epey zamanımı ve enerjimi harcadım buna. Vücuduma o kadar çok yiyeceğin girmesinin gerekli olmadığını öğrettim zamanla. Herkes sanırım böyle bir dönemden geçiyor. Tavsiye edebileceğim tek şey hayatlarına daha fazla hareketi dahil etmeleri sanırım. Eee erken kalkan yol alırmış

Yogaya başlamak isteyen kişilere ne önerirsin? Kendilerini nasıl geliştirebilirler?

Yogaya gerçekten başlamak isteyip, başlamayana hiç rastlamadım J Her yerde her zaman yapılabilir olması çok güzel ancak bence ilk deneyim çok önemli. Kötü bir ders sonrası yogadan korkan çok insan var. Bu yüzden bir hoca eşliğinde temelinden öğrenmek en sağlıklısı… Devam ettikçe gelişim de gelecektir zaten.

İnstagramı aktif bir şekilde kullanıyorsun ve kendi adıma konuşmak gerekirse seni gördükçe oldukça motive oluyorum. İleriye dönük Youtube kanalı vb. bir projen var mı?

Teşekkür ediyorum, böyle güzel geri dönüşler benim de motivasyonumu arttırıyor, çok güzel bir döngü bu. Hiç düşünmedim belki ilk başta instagrama küçük küçük videolar koymak olabilir ama ilerde neden olmasın J

İnstagramdan herkes gibi kötü yorum alıyorsundur. Bu yorumlarla nasıl başa çıkıyorsun?

Bazen çıkamıyorum. Gelen yorumlar çok kırıcı yıpratıcı olabiliyor. Her zaman iyi yorumlar kadar kötü yorumların da olacağını, bunları gündelik hayatıma yansıtmamayı öğrettim kendime. Hayat hep günlük güneşlik geçmiyor, o aradaki dengeyi bulabilmek lazım.

Hande Taşer ile arkadaşlığınız da oldukça merak edilen konulardan. Bize nasıl tanıştığınızdan ve arkadaşlığınızdan bahsedebilir misiniz?

Uiyyyy! Bu kadar merak edildiğini bilmiyordum ya J Handeyle ben aynı okulda farklı dönemlerde okuduk aslında. İzmitliyiz ikimiz de, haliyle de okuldan ortak arkadaşlarımız var. Keşke daha önceden farkında olup tanışsaydık tabi de kısmet bu zamanaymış. Ara ara o İzmit’e geldiğinde veya ben İstanbul’da olduğumda görüşüyoruz ben salata yiyorum o da süper pastalar…

Akademik hayatın da oldukça yoğun gözüküyor. Bize akademik hayatın hakkında bilgiler verebilir misin?

Kocaeli Üniversitesi Kimya Mühendisliğinden mezun oldum hemen ardından Polimer Bilimi ve Teknolojileri üzerine yüksek lisansa başladım. Hayatımdaki dönüm noktalarından biri sanırım hala iyi ki başlamışım ve iyi ki bu yoldayım diyorum. Bol kongreli, ödüllü, dolu doluve aşırı yorucu iki sene geçirdim; takip edenler belki bilir tez dönemimde ben ayrı bittim, tezim ayrı bitti JDerken doktora süreci karşıma çıktı ve keyif aldığım için devam etmek istedim. Buradaki motivasyonumun büyük kısmını da danışman hocama borçluyum aslında. Sayesinde çok güzel şeyler başardığıma inanıyorum. Şu an doktorada ilk yılım olduğu için ders aşamasındayım bir de ek olarak yürüttüğümüz birkaç Tübitak projesi mevcut. Okul dışında yogada da bir eğitime başladım. Oradan da ödevlerim, yapmam gereken pratiklerim oluyor. Hepsini birden yetiştirebilmek için bazen sabahlıyorum, bazen sabah 5’te uyanıp güne başlıyorum gibi gibi… Zaman yönetimi yapıp olabildiğince kaliteli vakit ayırmaya çalışıyorum hepsine anlayacağınız.

“GEÇMİŞE DAİR YAŞADIĞIM HER ŞEYİN BİR SEBEBİ OLDUĞUNA İNANIYORUM.”

Son olarak hayatında keşke hiç böyle bir şey yapmasaydım dediğin oldu mu? Eğer özel bir durum değilse bahsedebilir misin?

Bu soruyu geçen sene almış olsaydım cevabım kesinlikle evet olurdu. Hatta bu keşkem yüzünden kendimi uzun bir süre de hep suçladım. Fakat şimdi geçmişe dair yaşadığım her şeyin bir sebebi olduğuna inanıyorum. İyi ki o an üzülmüşüm veya iyi ki o an kırılmışım, bocalamışım diyebiliyorum. Yaşadıklarından ders çıkarmak muazzam bir güç kazandırıyor insana.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top