Son yıllarda hit yapan şarkılarıyla gündemden düşmeyen Simge Sağın eniyikadıncom’dan Ferit Ömeroğlu’nun sorularını yanıtladı.
Simge, ailesinin müzisyen olmasıyla ilgili sorulan soruya, “Ailede hep sanatçı vardı. Bir dedem ressamdı. Babam müzisyendi. Annem bana hamile kaldığında babam dışarıda konser verip, gitar çalıp evin geçimini sağlarmış. Ben kendi kendime gitar çalmayı öğrendim. Babamdan bir fayda görmedim. Daha sonra da konservatuara gitmeye karar verdim. İyi ki de böyle bir karar vermişim. Babamda çok destekledi. Bu işi yapmak istiyorsan okuman gerekiyor diye. Bende okudum. Ama hala öğrenciyim.” diyerek yanıtladı.

Başarısızlık hakkındaki söylemleri dikkate değerdi. Bu konuyla ilgili kendi başarısızlıklarından yola çıkan Simge, “Başarısızlık sizi başarıya götürür. Fazla düşünmenizi sağlar. Başarısız olmaktan korkmasınlar. O yollardan geçerken bende korktum, ama şimdi bunu tecrübe edindiğim için, yaşamış biri olarak onlara çok net bir şekilde söyleyebilirim. Bir konu hakkında çok istiyorlarsa arkasında dursunlar ama istedikleri gibi olmadığında ya da istedikleri gibi gitmediğinde hemen vazgeçmemeleri gerekiyor. Çünkü bazı şeyler zaman alıyor, bazen şansınız yaver gitmiyor bazen de gidiyor. Benim çok büyük şanssızlıklarım oldu ama ardından o şanssızlıkları devirecek çok büyük şanslarım oldu. Bu süreçte o kadar çok canımın sıkılıp, ben hiçbir şey olamayacağım dediğim zamanlarım oldu. İlk albüm tutmadı, kimse beni tanımıyordu.” Dedi.

Patlama şarkısı olan “miş miş” için, “Milyonlarca kitleye ulaşan şarkım o oldu ve çok çabuk patladı. Benim popüleritemi ve tanınırlığımı ortaya koydu aslında ama bence asıl kariyer hayatımda kendimi oturttuğum ve kendimi doğru ifade ettiğim şarkı “Yankı” dedi.
Kendi şarkısını dışarıda ilk duyduğunda hissettiklerini şu sözlerle anlattı; “İnsanlar bana şarkı çok patladı, her yerde dinleniyor diyordu ama bana hiç denk gelmiyordu. Radyoları geziyordum arabada ama hiç denk gelmiyordu. Bir gün Bodrum’da bir taksiye bindik takside ben bir anda ağlamaya başladım şarkıyı duyunca. Sonra Barlar Sokağı’na girdik orada bir sokak var bütün sokakta aynı şarkı çalıyor. Orada da çalıyordu. İnsanlar eğleniyordu ama ben hala ağlıyordum. Çünkü kolay olmadı.”

Gençlere, “Güvenecekler ve onların güvenlerini kıracak illa bir şeyler çıkacak karşılarına. Ben paranoyakça yaşamayı kabul eden biri olmadığım için her seferinde güvenmeyi ve inanmayı kendime ilke edindim. Ben seni tanımıyorum mesela ama sana kalben güvenmek istiyorum. Bir hata yaparsan sen benim hayatımdan çıkıp gidersin, ben olduğum yerde kalırım. O yüzden güvensinler korkusuzca. Hata yapmaktan da korkmasınlar. Çünkü hata yaparak öğreniliyor. Hayat tecrübelerden ibaret. Umutsuzluğu da kapılacaklar. Bende kapıldım. Kapılmayan yoktur. Dünyanın en başarılı insanlarına bakıyorsun, ya da iyi işlerin altına imza atan insanlara bakıyorsun hepsinin çok ciddi başarısızlık hikayeleri var. Kaybetme korkuları var. Dik durmalılar. Doğru düşünmek zaman alıyor. Bende 20li 30lu yaşlarımda çok doğru düşündüğümü zannediyordum. Şu an bambaşka bir kafadayım. O yüzden hiç korkmasınlar, dik dursunlar, çalışsınlar. Çok çalışsınlar.” Diyerek tavsiyelerde bulundu.

Son olarak kendisine yöneltilen “ne için yaşıyorsunuz” sorusunu ise “: Ardımda güzel izler bırakmak için yaşıyorum. Öldükten sonra biz şarkılarımızla yaşayacağız. Biz şarkıları da gözümüzle görmüyoruz, duyuyoruz ama güzel bir enerjisi var onlarında. Sesim kalacak. Ama asıl yapmak istediğim başka bir şey de var tabi. Afrika’da su kuyusu açtırmak istiyorum. Orada çünkü çocuklar susuzluktan ölüyorlar. Bu benim gerçekleştirebileceğim bir hayal. Bunu gerçekleştirmek üzere bir yola çıktım. Orada artezyen kuyusu açıldıktan sonra bir su patlaması oluyormuş. Etrafında çocuklar suyla oynarken onu görmek istiyorum. İnsan olduğumu bir kez daha hatırlamak istiyorum. “ diye cevapladı.