İçindekiler
Ceres yayınları kurucusu Tuğba Dedeoğlu ile buluştuk geçenlerde… Hayattaki gayretinin sırrını merak edip sorduğumda, “bu gayretin bittiği gün ya ben artık yaşamıyor olacağım ya da Ceres artık kitap basmıyor olacak” dedi. Başarıdan kariyere, okumaktan sosyal sorumluluğa kadar geniş yelpazede bir sohbet oldu.
Haydi o zaman muhabbete başlayalım.
Ferit ÖMEROĞLU/ÖZEL HABER
[email protected]
Ferit Ömeroğlu: Ceres yayınları ile ilgili etkilendiğim bir bölüm ile başlamak istiyorum. “Her şeyden önce insanı, yaşamı anlama, anlatma, anlamlandırabilme gayretindeyiz” diyor hakkında kısmında. Gayretiniz nasıl gidiyor Tuğba Hanım?
Tuğba Dedeoğlu: Bu gayretin bittiği gün ya ben artık yaşamıyor olacağım ya da Ceres artık kitap basmıyor olacak. Fayda sağlayamadığımız, değişime ışık tutmadığımız bir alanda iş yapmak manevi tatminden uzak ve tatsız olurdu bizim için.

“ARAYIŞ İÇİNDE OLMAYI SEVİYORUM”
Hikayenizi bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Lise öğrenimimden sonra Turizm Otelcilik okudum ve akabinde turizm sektöründe çalışmaya başladım. Bir süre sonra ilk ticari girişimim olan turizm acentemi Bakırköy’de açtım. İki yıl sonra Ataköy’de bir şube daha açınca işler biraz daha büyüdü. Ancak, turizm sektörünün karmaşası ve acenteciliğin dar alanında kendimi kısıtlanmış gibi hissetmeye başlamıştım. Bunun üzerine işimi devrederek bir süre kendime vakit ayırdım. Farklılık arayışım yeni değildi. Turizm sektöründe çalışmaya başladığımda üç yıl boyunca oyunculuk eğitimi almıştım. Bir yandan da insan psikolojisine olan merakım yüzünden “Davranış Bilimleri” eğitimi görüyordum. Şimdi bakıyorum da hepsi de insan eksenli uğraşılarmış. “İnsana daha çok dokunmak” ve “daha çok insana dokunmak…’’ Beni kariyer değişikliğine iten temel motivasyon da sanırım buydu. Arayış içinde olmayı seviyorum, yolculuk hali gibi. Ne zaman ne keşfedeceğinizi asla tam olarak bilemezsiniz. Şimdi bitmeyen bu yolculukta her gün yeni bir maceraya uyanıyorum. Beni bir yayınevi kurmaya iten çocukluğumdan beri benimle büyüyen kitap ve öğrenme sevgisiydi. Ceres, sadece kitap basmıyor, bünyesinde barındırdığı çok değerli yazarlarıyla; eğitimler, workshoplar ve seminerler de düzenliyor.
“GİRİŞİMCİNİN BİRAZ DA ŞİFACI OLDUĞUNA İNANIYORUM”
Size baktığımızda “sadece”ler yok yaşamınızda. Sadece girişimci, sadece e-ticaret uzmanı, sadece yayıncı…. Girişimci yönünüzü keşfederken idealize ettiğiniz yaşam figürünü de keşfediyoruz. Hayattaki gayenizi sorabilir miyim?
Ben girişimcinin biraz da şifacı olduğuna inanıyorum. Ben bunu seçtim. İnsanların ihtiyaçlarına bir şifacı gibi dokunmak. Onların hayatlarında kalıcı ve pozitif izler bırakmak hem yayınevimizin hem de bireysel olarak benim amacım ve gayem.
“İŞ DÜNYASI KİTAPLARI BİLE POPÜLER KÜLTÜRE YENİLİYOR ÇOĞU ZAMAN.”
Sadece okumak mı yoksa okumayı yaşama entegre etmek mi değiştirir dünyayı? Okuma kültürüne teşvik edilirken okumanın sonuçlarına yeterince önem vermiyor muyuz sizce? Şekilci miyiz bu konuda da?
Okuma kültürü çok küçük yaşlarda aileyi taklit ederek başlıyor aslında. Türkiye’de aileniz tarafından teşvik edilmediyseniz okumayla tanışmanız oldukça geç yaşlarda oluyor. Örneğin pek çok kişi üniversite yıllarında gelecekteki mesleğine daha iyi hazırlanmak amacıyla okuyor. Eğer severse tüm ömrü boyunca devam ediyor okumaya. Sevmezse sadece ona hizmet edecek alanlarda nadiren okuyor. Okumak öğrenmenin en etkin ve ucuz yollarından biri. Hele ki mesleki açıdan sizden önce aynı yollardan geçmiş insanların deneyimlerini okumak çok daha özel ve önemli. Yepyeni vizyonlar, pencereler açıyor insanın hayatında. Ancak toplumumuzda okumak çoğu kişi tarafından zaman kaybı gibi görülüyor ve önemsizleşiyor haliyle. Şekilci miyiz? Evet iş dünyası kitapları bile popüler kültüre yeniliyor çoğu zaman.

Başarı için nasıl farklılaşılır sizce?
Başarı için kendini tanımak ve bulmak önemli. Kendinizi tanıdığınızda kendinizin özel başarı yolunu da keşfediyorsunuz. Genel kural ve prensipler her zaman geçerli olacak elbette. Ama kendini bulmuş ve kendi stilini işine yansıtabilmiş kişiler hep bir adım önde olacak.
Neden Ceres yayınlarından alışveriş yapmalıyım?
Nedenini bilmem ama burada bir fayda gören herkes en azından bir Ceres kitabı okuyacaktır. Sadece Türk yazarlarla sahayı bilen, Türk toplumunun algı sistemini, öğrenme şeklini deneyimlemiş eğitmenlerle çalışıyoruz. Üstelik ceresdukkan.com a girdiğiniz zaman başka hiçbir yerde bulamayacağınız indirimler, kampanyalar sunuyoruz.
Sosyal sorumluluk ve STK çalışmalarınızın da aktif olduğunu biliyorum. Arya Kadın Platformunda icra kurulu üyeliğinizde mevcut bildiğim kadarıyla… Yoğunluğunuzda vakit ayırabiliyor musunuz, nasıl gidiyor bu tarafta çalışmalar?
Arya benim için özel elbette. Yaklaşık bir yıldır icra kurulunda olmaktan onur duyuyorum. Üç farklı kadın odaklı kurumda gönüllü çalışıyorum. Bu benim için çalışmak değil yaşamın tadına varmak gibi. Birbirimizden öğrendiğimiz, birbirimize alan açtığımız, desteklediğimiz yerler hepsi. PWN(Professional Women’s Network) ÖZÜM 10.000 Kadın Mezunları ve Arya Kadın Yatırım Platformu. Öğrendiklerimizi aktarmazsak, bizden daha tecrübeli kişilerden öğrenmezsek bu hayatın tadının eksik olacağına inanıyorum. Bilmenin ve tecrübenin bir sorumluluğu var. Bu da başkalarına aktarma sorumluluğu. Yoksa sadece kendin için bilmek, başkalarına aktarmamak o bilgiyi değersizleştiriyor inancındayım.
Neyi değiştirdiniz bugüne kadar? Tuğba Hanım’ın varlığı çevresine nasıl etki ediyor?
Buna cevap vermek öyle zor ki. İnsan neyi değiştirdiğini başkalarından duymak istiyor. Kendine ne kadar objektif olabilir bilemiyorum. Ama öz eleştirisini yapan, geri bildirimleri dikkate alıp değişime açık bir yapıya sahibim. O yüzden hep öğreniyorum. Kendimi sorguluyorum. Ve kendimde etkili olduğuna inandığım değişim ve kazanımları çevreme de aktarıyorum. Denizde tek bir damla faydamız varsa ne mutlu bize.

3 kelime ile kendinizi özetleyecek olsanız bu kelimeler ne olurdu?
Gelecek odaklı, değişime açık, öğrenme sevdalısı“Neden?” diye sormak istiyorum. Çoğu buluşmamızda sorduğum bir soru bu… Sadece, “neden?” başı ve sonu yok. Biri size “neden?” diye sorsa ona ne söylersiniz?
Neden? Ben bu hayata sadece yaşamak için gelmedim. Yaşarken Yaradan’ın bir parçası olmaya ve iz bırakırken fayda sağlamaya geldim.