İçindekiler
Başarının, ilham veren bir kariyerin yanında değer üreten hikayeler vardır hayatta… Yaşamının uzun bir süresini yurt dışında geçirmiş, orada eğitim görüp, yaşadığı yerlerde kendini geliştirmiş ama taşıdığı tüm vizyonu ve sahip olduğu yetkinlikleri ülkesinde bir değer olarak paylaşan isimle buluştuk.
Türkiye’nin ilk ve tek odağı insan olan Teknoloji ve İnsan Kolejleri kurucusu sevgili Zeynep Dereli bizleri kırmadı ve kurduğu inovatif eğitim sisteminin kalbinde, TİNK Okulları’nda kendisi ile buluştuk.
Hikayenin devamı sizlerle,
Keyifli okumalar dilerim.
Ferit ÖMEROĞLU / ÖZEL HABER
[email protected]

“HAYATTA EN ÖNEM VERDİĞİM ŞEY DEĞER YARATMAK”
Ferit Ömeroğlu: Zeynep Dereli kimdir? Hayatta, aileniz ve işleriniz dışında en önem verdiğiniz şeyleri öğrenebilir miyiz? Kısaca sizi sizden dinlemek istiyoruz…
Zeynep Dereli: Lise öğrenimimi Üsküdar Amerikan Lisesi’nde tamamladıktan sonra ABD’de Princeton Üniversitesi’nden mühendislik ve Orta Doğu Araştırmaları Sertifikasıyla mezun oldum. Londra’daki SOAS Üniversitesi’nde de Kalkınma Ekonomileri alanında yüksek lisans yaptım. Kariyerime finans alanında İstanbul’daki Dundas&Ünlü Menkul Kıymetler’de Birleşme ve Satın Alma bölümünde çalışarak başladım. Bu görevim sonrasında Londra’da Shell Trading and Shipping firmasında Risk analizi, Araştırma ve Mevzuat Uyum takımlarında yer aldım. Türkiye’ye döndükten sonra Shell Türkiye’de Finansal Analizci ve Tedarik Analizcisi olarak çalıştım. Kariyerinin ikinci bölümüne ise ülkemiz ekonomisinin kalkınmasına destek veren değişik kuruluşlarda görevler üstlenerek devam ettim. Bunlardan ilki Atlantik Konseyi Karadeniz Enerji ve Ekonomik Forumu’nun direktörlüğüydü. Ayrıca bir dönem SKY Türk ve CNBC-E kanallarında siyaset gündemine ilişkin haftalık “Liderler ve Kararlar” programını hazırlayıp sundum. Düşünce kuruluşlarından Türk Politika Forumu’nun Genel Koordinatörlüğü’nü yürüttüm. GLOW İletişim firmasının ve APCO Türkiye’nin kuruculuğunu ve CEO’luğunu üstlendim. DRUM (Dialogue, Respect and Understanding through Music) isimli sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdim. Ayrıca katıldığım diğer sosyal sorumluluk projeleri arasında yönetim kurulunda olduğum Türk İngiliz Ticaret Odası, TÜBİSAD ve Digit4Turkey ile kurucularından olduğu Endeavour bulunuyor. Hayatta en önem verdiğim şey değer yaratmak. Bunu şahsım, ailem, çalışanlarım ve ülkem için yapmaya gayret ediyorum.

“TÜM VARLIĞIMI, MADDİ VE MANEVİ OLARAK EĞİTİME YATIRARAK DÜNYAYA ÖRNEK OLABİLECEK BİR EĞİTİM MODELİ OLUŞTURMAYA ADADIM“
Ferit Ömeroğlu: İnşaat mühendisliği okuyup, girişimcilikte ilerlediğinizi biliyoruz. Peki sizi buna iten somut bir olay mı yoksa sadece bir karar değişikliği mi?
Zeynep Dereli: Girişimciliğimin arkasında değer yaratma hedefim ve ülkemin insanına duyduğum sevgi yatıyor. Teknolojik bakış açısı ile eğitim sisteminin yenilenmeye ihtiyacı olduğunu gördüm. Hatta belki temelden, yeniden düşünülmeli ve düzenlenmeli. Teknolojiyi eğitimin demokratikleştirilmesi, kişiselleştirilmesi ve 21. Yüzyıla uygun hale getirilmesi için kullanmalıyız. Öğretmenlerimizin eğitimi, eğitimde ekosistem anlayışı, öğrencilerin taleplerinin dinlenmesi gerekiyor. Son kurumsal görevimde dünyanın en önde gelen firmalarına danışmanlık verme imkanını yakaladım. Eğitimde ki büyük açığı o zaman fark ettim ve ülkeme geri döndüm. Tüm varlığımı, maddi ve manevi olarak eğitime yatırarak dünyaya örnek olabilecek bir eğitim modeli oluşturmak için kolları sıvadım. Burada en büyük desteği değerli ekibimizden ve bize inanan veli ve öğrencilerimizden aldım. Hep birlikte ülkemizi 2023 hedefleri doğrultusunda geliştiriyoruz.

Ferit Ömeroğlu: Türkiye’de kadınların girişimcilikte geçtiğimiz yıllara göre daha fazla bulunduğunu görüyoruz. Siz bu girişimciliğin daha fazla artması için ne tavsiyelerde bulunursunuz?
Zeynep Dereli: Yurt dışında elde ettiğim iş deneyimlerim bana dünyanın nereye gittiğini ve eğitimin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Dolayısıyla dünyada neler olup bittiğini takip etmek ve araştırma geliştirme çalışmalarına odaklanmak çok önemli. Tabii bunların yanı sıra yaptığınız işe tutkuyla bağlanmak ve girişimci bir ruha sahip olmak da gerekiyor. Ülkeme ve gelecek nesillere katma değer oluşturacağına inandığım girişimime tutkuyla bağlıyım. Girişimcilikse bir ruh hali aslında… Girişimci olmak risk almayı, yaratıcılığı, cesur olmayı ve pratik düşünmeyi gerektiriyor. Kendinizi girişiminize adamanız ve tutkuyla yapmanız durumunda da başarı elde etmeniz kaçınılmaz. Bu nedenle noktasından virgülüne hiç bıkmadan usanmadan Tink’in her bir detayı ile ilgileniyorum.
Ferit Ömeroğlu: Tink okulları ‘teknoloji’ koleji olarak Türkiye’de bir ilk. Bu ilki yaratırken korkularınız var mıydı, varsa nelerdi?
Zeynep Dereli: Türkiye’de teknolojik eğitime başlama seviyesini şimdilik ortaokul ve lise düzeyinde gerçekleştirerek bir devrim yaptığımıza inanıyorum. Ülkemiz genelinde eğitimde yeni bir yol çizdik ve bu yolda çok değerli hocalarımız ve öğrencilerimizle emin adımlarla ilerliyoruz. Bir okuldan öte yepyeni bir bakış açısına sahip ve inovatif, aynı zamanda hayat boyu öğrenmeye ve açık kaynağa inanan bir platform oluşturduk. Öğrenciler, hayatları boyunca faydalanabilecekleri analitik ve sosyal yetkinlikleri, yaşadıkları toplum için faydalı hale getirebilmelerini sağlayacak bir öğrenme ortamında eğitimlerini sürdürüyor. Dolayısıyla bizim eğitim modelimizin farkını gören veliler ve öğrenciler Tink’i tercih etmeye başladı. Elbette bu yolculuğa çıkarken kendimizi doğru ifade edebilmek için çok gayret sarf ettik. Geri bildirimler ile eğitimimizi ve sunum şeklimizi her geçen gün geliştiriyoruz.

Ferit Ömeroğlu: Eğitimin toplumsal olduğunu ve ülkenin kültürünün eğitimde önemli bir rol oynadığından bahsetmişsiniz. Bu konuyu biraz açabilir misiniz?
Zeynep Dereli: İnsanların öğrenme alışkanlıkları yaşadıkları topluma göre şekilleniyor. Eğitimde bu alışkanlıkları göz önünde bulunduran bir pedagojik yaklaşım gerekli. Ayrıca eğitim sadece okul duvarları içerisinde verilmediği için, ailelerin de dahil edildiği parçası hissettiği bir modele ihtiyaç duyuluyor. Yaşadığımız mahalle, ilçe, şehir bizlerin ihtiyaçlarını ve ufkunu etkiliyor. İstanbul’da yaşayan bir genç tarfik sorununa çözüm ararken, Finlandiya’da yaşayan bir genç yaşlanan nüfusa çözüm arıyor. Proje odaklı yeni nesil eğitimde de mutlaka projeler öğrencilerin empati kurabileceği konulardan seçilmeli.
“EĞİTİMDE BİREYE VERİLEN DEĞERİ TİCARİLEŞTİRMEDEN YAPABİLMEK GEREKİYOR”
Ferit Ömeroğlu: Bir eğitim kurumunun kurucusu olarak Türkiye’deki eğitim sisteminde gördüğünüz en büyük yanlış veya yanlışlar nelerdir? Eğitimde umut kişilerin değişmesine mi bağlı ya da kişilerle mi kaim sizce?
Zeynep Dereli: Eğitimin en önemli sıkıntısı kurumsallaşma. Kurumsallaşırken de eğitimde bireye verilen değeri ticarileştirmeden yapabilmek gerekiyor. Çünkü arada hassas bir denge var. Öğretmenlerin gelişimine çok önem vermeli, her zaman desteklenmeli. Şu anda okullarda kurumsallaşma tamamlanmadı. Hesap verilebilir bir sistem yaratılmalı. Okullara bir denetim mekanizması geliştirilmeli. Sadece sınav başarısını değil 21. Yüzyıla ne kadar hazır bireyler yetiştiriliyor bu ölçülmeli. Tink- Teknoloji ve İnsan Kolejleri’nde her şey e-öğrenme platformu üzerinden takip ediliyor. Öğrencinin eksiğini ve başarısını hem kendisi, hem ailesi hem de öğretmenleri tüm açıklığı ve doğruluğu ile takip edebiliyor. Gelecek planını ona göre hazırlıyor. Bu şekilde öğrenciye vaadler vermek yerine öğrencinin yol planını doğru bir şekilde oluşturuyoruz.

Ferit Ömeroğlu: Eğitim dışında teknolojinin hayatınızı en çok hangi alanda kolaylaştırdığını düşünüyorsunuz?
Zeynep Dereli: Teknoloji sağlık alanında da çığır açacak. Blockchain ve yapay zeka ile kişiye özel ilaç, teşhis ve tedavi yöntemleri gelişecek.
Ferit Ömeroğlu: Dünya ortalaması ve matematiğine göre ülkemizde teknoloji yoğunlukla tüketilen bir değer fakat kendimize teknolojiyi katma değer olarak ne kadar kullanabiliyoruz? Faydası zararından çok diyebilir misiniz?
Zeynep Dereli: Teknoloji bir araç. Önemli olan bu aracı katma değer yaratacak icatlarda ve ticarileştirme sürecinde kullanabilmek. İnovasyona önem vererek icat ile ticareti birleştirebilmek lazım. Ana hedef mutlaka değer yaratmak olmalı.
“YENİ MEDYA ALANINA BÜYÜK İLGİ DUYUYORUM”
Ferit Ömeroğlu: Sanat hayatınızın ne kadarını kaplıyor? Teknoloji ve sanatın birlikte olduğu eserler ilginizi çekiyor mu?
Zeynep Dereli: Yeni medya alanına büyük ilgi duyuyorum. Video heykeller, yapay zeka kullanılarak geliştirilen enstalasyonlar en beğendiğim sanat eserleri arasında yer alıyor. Tasarımsal bakış açısı hayatın her alanında gerekli. Estetik anlayışı ve kullanım kolaylığı ile mükemmele yakın müşteri deneyimleri tasarlanabilir.
Ferit Ömeroğlu: Kişisel olarak kendinizde geliştirmek istediğiniz bir şey var mı? Sizin için gelişimin bir son durağı var mıdır?
Zeynep Dereli: Elbette. O kadar çok konu var ki. Her gün zaten yenisi ekleniyor. Hem girişimci hem de eğitimci olmak zaten bunu gerektiriyor. Gelişimin son durağı ölüm olsa gerek.

Ferit Ömeroğlu: Neyi değiştirdiğinizi düşünüyorsunuz bugüne kadar? Belki bir öğrencinin bakışı, belki daha farklı bir şey. Neyi değiştirdi Zeynep Dereli sizce?
Zeynep Dereli: Önce kendimi. Değişimin kaçınılmaz olduğunu, pozitif yönde değişim için hata yapmak gerektiğini, hatadan öğrenerek azimle ilerlemenin önemini öğrendim. Bu yolculukta süreçten keyif alırken etrafımda ki kişilere ilham olabildiysem ne mutlu bana. Ancak bunun takdirini onlara bırakabilirim.
“MESELE KAR ETMEK DEĞİL DEĞER YARATMAK OLMALI”
Ferit Ömeroğlu: Empati ve liyakat bakanlığı kurulsa ve Zeynep Dereli atansa başına, projeleri ne olurdu?
Zeynep Dereli: Değer yaratma üzerine kurulu bir toplum yaratmak için kolları sıvardım. Mesele kar etmek değil değer yaratmak olmalı. Karşılıklı anlayış içinde, farklılıklardan beslenen, yapıcı geri bildirime inanan ve bunlarla birbirini değerlendiren bir toplum inşa etmeliyiz. Merkezde insan olmalı. Ancak o zaman mutlu, huzurlu bir hayat yaşayabiliriz.