Close

Bebeklerde Büyüme Atakları

Bebeklerde Büyüme Atakları

Bebeklerde Büyüme Atakları

Bebekler doğdukları andan başlayarak uzun süren bir gelişim sürecine girerler. Bu sürece büyüme atakları denir. Bu sürecin her basamağında farklı tepkiler gösterirler ve hızla değişirler. Birçok anne, bebeğinin büyüme atağı yaşadığı esnada aslında alışkanlığı olmayan birçok yeni huy edindiğine, hırçınlaştığına, huysuzlaştığına tanık olur. Bu şaşkınlık ile birlikte bebeğinin hasta olmasından şüphelenebilir.

Bu durum ile karşılaşıldığında ebeveynlerin yapması gereken öncelikle bunun doğal sürecin bir getirisi olduğunu kabullenmektir. Bebeğin zihinsel ve fiziksel açılardan hızla değişmesi onda birtakım tepkimelere yol açacaktır. Bebekler bu tepkimeleri uyumayarak, aşırı sinir göstererek, fazlaca huysuz olarak gösterebilirler.

Ebeveynlerin bu süreci keyifle atlatabilmesi için hakim olması gereken bir diğer konu ise büyüme ataklarının sonucunun onlara bir hediye getireceğidir. Her atak haftasının sonucunda bebekler bir kademe daha büyüyecek ve yürüme, konuşma, diş çıkarma gibi ebeveynlerini mutlu edecek sürprizlere bir adım daha yaklaşacaktır.

Bebeklerde Büyüme Atağı Tablosu
Bebeklerde Büyüme Atağı Tablosu

Bebeklerde Büyüme Atağı Tablosu

   Bebekler 20 aylık olana kadar birçok büyüme atak haftaları geçirirler. Bu ataklar “Harika haftalar” olarak isimlendirilir. Genellikle büyüme atağı takvimi birçok bebek için eş zamanlı gelişir. Ancak bazı bebeklerde bir hafta önce veya sonra şeklinde gelişmesi de olasıdır. Özellikle prematüre bebeklerde büyüme atağı haftaları bebeğin doğduğu tarihe göre değil, doğması beklenen tarihe göre hesaplanması gerektiği bilinmelidir. Aşağıdaki büyüme atağı tablosunu inceleyerek bebeğinizin hangi büyüme atağı evresinde olması gerektiğini kolaylıkla keşfedebilirsiniz.

Yapabilir (Genelde çoğu bebek yapabilir) Belki yapabilir (Bebeklerin yarısı yapabilir) Henüz tam yapamaz (Bebeklerin sadece birkaçı yapabilir)
1 Aylık
Başını kaldırır Objeleri takip eder Gülümser
Seslere tepki verir Eğlendiğini ifade eder Kahkaha atar
Yüzlere bakar Başını 45 derece açıyla kaldırıp tutabilir
Siyah ve beyaz desenleri görür
2 Aylık
Vokalize sesler – agulama ve cıvıldama Gülümser ve kahkaha atar Başını sabit tutar
Objeleri takip eder Başını 45 derece açıyla kaldırıp tutabilir Ağırlığını bacaklara verir
Kısa süre başını havada tutar Hareketleri daha yumuşak olur Başını ve omuzlarını kaldırır
3 Aylık
Gülümser ve kahkaha atar Coşkulu sesler çıkarır Yüksek seslere döner ve bakar
Başını sabit tutar Sesinizi tanır Ellerini kavuşturur ve oyuncakları kavrar
Yüzünüzü ve kokunuzu tanır Hafifçe başını ve omuzlarını kaldırır Döner
4 Aylık
Başını sabit havada tutar Oyuncağını elleriyle kavrar Konuşma sesler çıkarır (baba, dede, gaga gibi)
Ağırlığını bacaklara verir Objelere uzanır İlk dişi patlamaya başlar
Onunla konuştuğunuzda mırıldanır Döner
Hafifçe başını ve omuzlarını kaldırır
5 Aylık
Canlı ve koyu renkleri ayırt eder Yeni seslere tepki verir Desteksiz oturur
Döner Kendi ismini anlar Objeleri ağzına alır
Elleri ve ayakları ile oynayarak kendini eğlendirir Başkalarını yabancılamaya başlar
6 Aylık
Seslere ve gürültülere dönüp bakar Objelere uzanır ve ağzına götürür İleriye doğru hamle yapar ya da emeklemeye başlar
Sesleri taklit eder, ağzı ile baloncuk yapar Desteksiz oturur Ağzında kelimeleri yuvarlar ya da heceleri birleştirir
İki yana döner Objeleri kendi etrafında sürükler

 

Huysuz Bebek Sendromu Nedir ve Nasıl Atlatılır?

0-3 yaşları arasında günden güne büyüyen ve gelişen bebekler bu süreç esnasında çeşitli büyüme atakları yaşarlar. Bu ataklar esnasında bebeklerde huysuzluk oldukça sık şekilde ortaya çıkar. Huysuz bebek, çoğunlukla mızmızlanmak veya ağlamak için herhangi bir sebebe ihtiyaç duymaz. Hayatında yaşanan değişikliklere adapte olmaya çalışmak bebeği huzursuz eder. Bu döneme girmiş bir bebek adeta bir ateş topu gibi sinir saçar. Mutsuzluk, iştahsızlık, sürekli memede kalmak istemek gibi tepkiler verir. Büyüme atağı yaşayan bebeğin ağlaması bazen birtakım sebeplere bağlı da olabilir. Örneğin altının kirli olması, fazla sıcak ya da soğuk ortam, yorgunluk, fiziksel ağrı, yetersiz beslenme, gaz sancısı, annenin aldığı ilaçlar ya da beslenme biçimi, diş çıkarma, pişik, pamukçuk, uykusuzluk, iltihap ve enfeksiyon gibi birçok faktör bebeğin huzursuzlanmasına ve ağlamasına sebep oluyor olabilir.

Huysuz Bebek Nasıl Sakinleştirilir
Huysuz Bebek Nasıl Sakinleştirilir

Huysuz Bebek Nasıl Sakinleştirilir?

Öncelikle huysuz bebeğin sakinleştirilmesi için ebeveynleri tarafından ona fiziksel rahatsızlık verecek faktörlerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Altı kirlenen bebeğin altının temizlenmesi, ortam sıcaklığının dengelenmesi, yorgun bebeğin dinlendirilmesi, bebek fiziksel ağrı hissediyorsa bir doktora başvurulması, bebeğin emzirilmesi, gazının çıkartılması gibi desteklerde bulunulmalıdır. Daha sonra özellikle annenin sakinliğini koruyarak bebeği kucağına alması, ona sarılması bebeğin rahatlamasını sağlayacaktır. Bu noktada anne ile yapılan ten teması bebeğin sakinleşmesi için en önemli gerekliliktir. Doğumda başlayan tensel temas memeli nöroloji bilimi uzmanlarına göre bebeğin temel biyolojik ihtiyaçlarını karşılayarak tamamlanmasına yardımcı olmaktadır. Bu nedenle bebek huzursuzlandığında anne ile temas haline geçebilmesi sakinleşmesi için önemli bir etkendir. Bebeğinize masaj yağları ile masaj yapmanız, ılık bir duş aldırmanız, sıcak bir battaniye ile kundaklamanız bebeğinizi rahatlatacak ve sakinleştirecektir.

 

Sinirli Bebek İle Başa Çıkmak

Büyüme atakları sırasında en çok görülen değişim bebeklerin aniden çok fazla sinirli hale gelmesidir. Bebek bu dönemde anneyi itmeye, ısırmaya, itmeye, tırmalamaya ve hatta mamasını tükürmeye başlar. Bu noktada bebeğin dünyaya dair yeni bilgiler öğrendiği, algılarının açıldığı ve bu eylemleri istedikleri gibi gerçekleştiremedikleri zaman da hırçınlaştıkları düşünülmektedir. Aniden sinirlenen ve hırçınlaşan bebeği sakinleştirmek için birkaç püf noktaya dikkat edilmesi gerekmektedir.

Örneğin büyüme atağı yaşayan sinirli bir bebek çoğu zaman aç olsa bile yemek yemek istemeyecektir. Bu durumda ona karşı ısrarcı olmak ve yemek yemeye zorlamak onu sinirlendirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Yemek yemeyi reddettiği zaman ona dikkatinin dağılması için bir süre verdikten sonra tekrar yemek teklifi sunulması daha makul olacaktır.

Bebek yürümeyi öğrenirken her başarısız adımı onu sinirlendirecek, üzülmesine ve hırçınlaşmasına neden olacaktır. Yürümeye çalışırken başarısız olduğu için sinirlenen bebeğe ailesi tarafından her zaman destek olunmalı, motivasyon sağlayacak cümleler kurulmalıdır.

    Büyüme atağı döneminde olan bir bebek; atma, kırma, fırlatma gibi eylemlere eğilim gösterecektir. Genellikle tutabildikleri ve kolayca şiddet gösterebilecekleri nesneyi oyuncakları arasından seçerek onları fırlatırlar. Oyuncaklarını dağıtırlar. Ebeveynlerin bu gibi durumlar ile karşılaştıklarında bebeğe kızmaları, onu cezalandırmaları sağlıklı sonuçlar doğurmayacaktır. Her şeyden önce bebeğin yalnızca birkaç aydır dünyada olduğu ve cezalardan ders alma ihtimalinin olmadığı göze alınmalıdır. Bunun yerine ebeveynler bebeğin dikkatini dağıtarak bu gibi kötü huyların bebekte yer edinmesini engelleyebilirler.

Bebek, büyürken ebeveynlerinin koyduğu kurallara göre yaşamak zorundadır. Ancak ebeveynler bebeklerin de yorulabileceğini unutmamalıdır. Banyo saati, oyun saati, kıyafet değiştirme gibi aktiviteler henüz birkaç aydır hayatta olan bebeğin vücuduna ağır gelerek yorulmasına sebep olabilir. Bu da bebeğin ağlamasına ve sinirlenmesine neden olur. Bu gibi durumlarda her zaman olması gerektiği gibi yine ısrarcı olmamak gerekir. Bebeğin dinlenmesine fırsat vermek, mecbur olmadıkça bebeği istemediği aktiviteler için zorlamamak büyüme atağı döneminin daha kolay atlatılmasını sağlayacaktır.

Tüm bunların yanında asıl unutulmaması gereken bebeklerin henüz çok küçük canlılar olduğudur. Yeni tecrübeler kazanmaya ve dünyayı anlamaya çalışırken anne ve babasına muhtaç olan bebeklerin sinirlenmesi olağan sürecin bir getirisidir. Ebeveynlerin son dere sabırlı ve şefkatli olması bebek ile ebeveyn arasındaki güvenli bağlanmayı en sağlıklı şekilde kurmasını sağlayacaktır.

Sinirli Bebek Sakinleştirme Yolu: Elektrik Süpürgesi

Birçok anne bebeğinin uykuya kolayca dalması, sinirli bebeğinin sakinleşmesi için ona elektrikli süpürge sesi dinletir. Elektrikli süpürge sesinin bebekleri rahatlatmasının bazı sebepleri, faydaları ve bebeklere dinletirken dikkat edilmesi gereken hususları vardır. Elektrik süpürgesi sesi, bebeklerin anne karnındayken kalp atışına eşlik eden uğultuya en yakın ses olarak bilinen beyaz gürültü seslerinin bileşenlerinden biri olarak kabul edilmektedir. İçerisinde farklı frekanslardan birçok ses bulunur. Bu sayede bebekler için beyaz gürültü ile benzer etki yaratır. Bebekleri sakinleştirmek için elektrikli süpürge kullanılırken süpürgenin elektrikle çalışan bir alet olduğu dikkate alınmalıdır ve olası kazalara muhakkak en ciddi önlemler alınmalıdır. Aynı zamanda bebeklere dinletilen elektrik süpürgesi sesinin desibel aralığı oldukça önemlidir. Çok yüksek sesler bebeklerin kulak sağlığına zarar verebilir ve kaçınılması gerekmektedir.

Bebek Sakinleştirmede Yılların Taktiği: Pışpışlamak

Yıllardır annelerin ya da bir bebeği uyutmaya, sakinleştirmeye çalışan herhangi birinin ilk başvurduğu yöntem bebeği pışpışlamaktır. Peki pışpışlamanın bebeğe nasıl bir etkisi vardır? Pışpış sesi aynı elektrikli süpürge sesinde olduğu gibi bebeğin anne karnında duyduğu sesler ile benzerlik göstermektedir. Doğumdan sonra dış dünyaya uyum sağlamakta zorlanan bebekler pışpışlanma sayesinde kendisini anne karnında alışkın olduğu huzura ermiş gibi hissederek sakinleşir. Aynı zamanda pışpışlamanın maskeleme gibi bir özelliği vardır. Bebeğinizin dışarıdan gelen sesleri duymasını engelleyerek ona huzursuzluk veren sesi ya da durumu minimum düzeyde hissetmesini sağlar.

Seslerin Gücü: Dalga Sesi İle Huzurlu Bebekler

Dalga, deniz, yağmur sesleri yetişkinler için olduğu kadar bebekler için de rahatlatıcı ve huzur vericidir. Bu sesler elektrikli süpürge sesi ve pışpışlama seslerinin olduğu gibi anne karnındaki sesler ile oldukça benzerlik göstermektedir. Büyüme atağı yaşayan, bir anda dünyaya gözlerini açtığı için henüz dünyayı keşfedemeyen bebeklerin en büyük ihtiyaçları güvende hissetmek olduğu için bebekler genellikle dalga seslerini sever. Aynı zamanda yine elektrikli süpürge sesi ve pışpışlamada olduğu gibi dalga sesi de maskeleme özelliğine sahiptir. Bebeklerin dışarıdan gelen diğer rahatsız edici sesleri duymasını engelleyerek anne karnındaki gibi güvende hissetmelerini sağlarlar.

Yüzyıllardan Günümüze Ulaşan Ezgiler: Ninniler

Yüzyıllardır bebeklerin uykuya dalması ve sakinleşmesi için ninniler söylenir. Tüm dünyadaki insanlarca kullanılan ninnilerin nesilden nesillere aktarılmış olması ninnilerin sakinleştirici özelliğini kanıtlamıştır. Ninniler bebeklerin sakinleşmesini sağlayan, onların anne karnında duyduğu sesler ile benzerlik gösteren beyaz gürültülere dahil değildir. Ayrıca ninnilerin maskeleme özelliği de yoktur. Yani, bebeklere ninni söylenirken dışarıdan gelen seslerin duyulmasının engellenmesi mümkün değildir. Bu noktada bebeği uyuturken ninni kullandıktan sonra dışarıdan gelen seslerden rahatsız olarak uyanması beyaz gürültülerden yararlanılarak gerçekleştirilebilir.

Büyüme Atağı Evreleri Ne Zaman Son Bulur?

 Büyüme atağı evreleri bebek 20 aylık olana kadar bebeğin büyüme ve gelişme hızına göre değişiklik göstererek devam eder. Büyüme atağı sağlıklı bir şekilde atlatıldıktan sonra 2 yaş sendromunun başlaması beklenir. 2 yaş sendromu, çocukların bebeklikten çıkarak bir birey olma yolculuğunda attıkları ilk adımlardandır. 18 ile 36 ay aralarında görülen bu sendrom hem çocuk hem de ebeveynler açısından zorlayıcı ve yorucu bir süreç olması ile bilinir. Ancak her dönemde olduğu gibi ebeveynler bu dönemi de özveri ile atlatabilir.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top