Close

Gamze Balım: “Ölüm korkusuyla küçük yaşta yüzleştim.”

Güzellik yarışmalarında başarılar yakalayıp, çok tutulan Paramparça, Şefkat Yarimdar gibi dizilerde oynayan Gamze Balım çok konuşulacak hikayesini ve düşünce dünyasını samimiyetle paylaştı. Zorlu geçen yılları için, “O an ihtimal bile vermezdim ama hayat bir o kadar acı şeyler yaşatırken bir o kadar güzelliklerle de dolu” dedi.

ENİYİKADİN.COM/ ÖZEL HABER
Yaren AKAY

Biz sizi ekranlardan, sosyal medyadan gördüğümüz kadarıyla tanıyoruz. Gerçek hayatta, bizim görmediğimiz yanlarıyla Gamze Balım kimdir?

Gamze Balım güçlü ama bir o kadar içindeki çocuğu kaybetmemiş, bir o kadar azimli ama bir o kadar içe kapanık yani bütün tezatları içinde bulunduran biri Gamze…

Şu ana kadar içerisinde bulunduğunuz projelerden en keyif aldığınız hangisi oldu?

Şevkat Yerimdar oldu. Bülent İşbilen’di yönetmenimiz ve şanslıydım benim profesyonel anlamda ilk set set sürecim başlamış oldu. Tadı damağımda kalan, Türk halkına hitap eden, oyuncu kadrosunun iyi olduğu bir dizi olduğu için…

Şevkat Yerimdar bir komedi dizisiydi aslında. Tekrar bir komedi dizisinin içerisinde mi yer almak istersiniz?

Yok, ben aslında drama tarafımın daha yoğun olduğunu düşünüyorum. Bunu ortaya çıkarabileceğim bir iş gelmedi şuana kadar. Ama gelirse bu tarafımı ben de görmeyi çok istiyorum. O tarafımda yatan bir enerji olduğunu görüyorum.

“DOĞRU BİR PROJE GELMESİNİ BEKLİYORUM.”

Yakın zamanda tekrar bir dizi veya film projeniz var mı?

Bir iki görüşmemiz oldu onlar pek istediğim gibi değildi. Şu an yok o yüzden. Ben bu dönemi biraz eğitimlerime ayırdım. Dizi sektörü biraz zorlu bir süreçten geçiyor. Çok olur, tutar denilen diziler çok kısa sürede bitiyor. Doğru bir proje gelmesini bekliyorum açıkcası.

Paramparça veya Şevkat Yerimdar dizilerinin setinde bize anlatabileceğiniz hatıralarınızda kalan komik bir anınız var mı?

Benim sakar bir yanım var. Sürekli bir yerlere takıldığım falan. Şu an diyebileceğim bir anım yok ama genel olarak sakarım. (gülüyor)

“TÜRKİYE’DE SEKSİ KADINLARIN ROLLERİ GENELLİKLE AYNI OLUYOR.”

Her oyuncunun oyunculuğa bakış açısı farklı. Sizce oyunculuk nedir? Asla oynamam dediğiniz bir rol var mı?

Var. Bir şeyin üzerime yapışmasından korkuyorum ben. Türkiye’de sarışın,  gösterişli bir bayansan gelen rol belli oluyor. Ben bunların yıkılmasından yanayım. Güzel, seksi bir kadın böyle ayartan bir role koyulmamalı. Evet, bir cast var ama sadece bununla da sınırlandırılmamalı o kişi. Değişik alanlarda da bilinmeli bence. Bana Başak’la Bora’nın arasına girdin şöyle kötüsün, böyle kötüsün diye mesajlar geliyordu.

Takipçilerinizin en çok merak ettiği şeylerden biri olsa gerek; fiziğinizi, güzelliğinizi neye borçlusunuz? Bir sırrınız var mı?

Ben çok su içiyorum. Yani kendimi bildim bileli su… Sağlıklı beslenmeye dikkat ediyorum. Bir taraftan yoga yapıyorum. Hatha yoga eğitmeniyim aynı zamanda. Yoga ve sağlıklı beslenme ama çikolata aşığıyım. Kendimi fazlasıyla şımarttığım günlerim oluyor. Böyle abartıp yiyip yiyip detoksa giriyorum. Dengeyi yakalamaya çalışıyorum.

“KARŞIMDAKİ İNSANDA ÇOK FAZLA KUSUR ARARIM.”

Sizin gibi genç ve güzel bir kadını yemeğe çıkarmanın sırrı nedir?

Öyle bir sır yok arkadaşlar. Yani ben çok zor beğenen bir insanım. Megalomanlık değil ama fazla kusur ararım. Gerçekten karşımdaki insanın ilk önce iyi olduğuna inanman gerekiyor. Gerçekten önce iç güzellik. Vicdan sahibi, iyi bir insan olduğuna gerçekten emin olmam gerekiyor. Bazı insanlar ilk görüşte belli ediyor. Oturup kalkmasından bile hissedebiliyor insan. Bir de bana malum oluyor böyle şeyler galiba. Bir de akıllı, gerçekten beynini kullanabiliyor olması önemli.

Elbette ki sizin de kendinizi kötü hissettiğiniz dönemler oluyordur. Bu tarz kriz anlarıyla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Ben kendimi eve kapatıyorum. Bir kadın depresyonla nasıl başa çıkar; ya alışveriş ya eve kapanma. Benim öyle dönemlerimde eve kapatıyorum kendimi Netflix’ten vesaire neyi takip ediyorsam o süreçte onunla ilgileniyorum. Hadi bakalım şu depresyon kötü bir duygu deyip kaldırıp atalım diye düşünmüyorum. O da bir duygu onu da yaşamamız gerekiyor. Yaşamak yani…

“ÖLÜM KORKUSUYLA KÜÇÜK YAŞTA YÜZLEŞTİM.”

Çok zor bir hastalığı çok küçük yaşta yaşamışsınız. Bu süreçte yaşadığınız zorluklar sizi nasıl etkiledi? Takipçilerimize bu konuyla ilgili vermek istediğiniz bir tavsiye var mı?

Benim hayatımda büyük bir travma hastalığım… Çünkü son evre gırtlak kanseri… Kemoterapi gördüm, yanıt vermedim. Kemoterapinin yanı sıra radyoterapi gördüm. İki ağır tedaviyi aynı anda 12-13 yaşlarında vücudumda hissettim. Tabi ölüm korkusuyla küçük yaşta yüzleştim. Bazı korkularla küçük yaşta yüzleştiğiniz zaman hayata farkındalığınız da tabi ki 13 yaşında bir çocuk gibi olmuyor. İster istemez bir olgunlaştırıyor.

Hayattan vazgeçmeyin. Bugüne kadar sevgilerimiz oldu, bitti. Kayıplarımız oldu. Belki maddi belki manevi başarısızlıklarımız oldu ama hepsi geçti. Yine büyük sıkıntılar aşacağız ama bir hayat var ve iyisiyle kötüsüyle yaşamaya devam edeceğimiz bir hayat var. Bana bir gün biri deseydi ki ben hastayken; Gamze sen kemoterapi alacaksın, saçını kaybedeceksin, kilo alacaksın ama bak sonrasında güzellik yarışmalarına girip dizilerde oynayacaksın. Bunun mümkün olmadığını düşünürdüm. O an ihtimal bile vermezdim ama hayat bir o kadar acı şeyler yaşatırken bir o kadar güzelliklerle de dolu. Ne kadar karamsar olursanız olun. Yolun sonunda mutlaka bir ışık oluyor. O yoldan vazgeçmeyin.

Asla karşı koyamadığınız bir yiyecek var mı?

Waffle, waffle, waffle. Ben tatlı aşığı bir insan olarak dolu dolu yemeyi seviyorum. Benim tatlıdan anladığım nutella falan. Net waffle ve mantı…

İzlediğiniz ve etkisinden çıkamadığınız bir film var mı?

Life is Beautiful ve Seven.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top