Close

Özlem Akşahin: “Tuttuğunu koparan bir kadınım”

Özlem Akşahin: “Tuttuğunu koparan bir kadınım”

Bir zamanlar THY’nin Dijital Yayınlar Koordinatörlüğünü yapmış şimdilerde girişimci olarak kendi hikayesinde kendi markasına değer katan Özlem Akşahin eniyikadin.com’a özel açıklamalarda bulundu.

ENİYİKADİN.COM/ÖZEL HABER

Sizi dinleyebilir miyiz biraz…

Çocukluk döneminde tasarım işine çok meraklıydım. Bir kursa gitmektense okula gitmek istedim. İlk önce ücretsiz çalışmaya başladım. İşimi mutfakta öğrenmeyi tercih ettim. Aktüel dergisiyle başladım ki birçok insana okul olan bir dergi. Çok eski ve siyasi bir dergiydi. Tabi üzülerek söylüyorum bu dergi sonradan kapandı. Oradaki kreatif direktörler beni yetiştirdi bugün onların sayesinde kazanıyorum ve buradayım. Daha sonra okulla birlikte devam ettim. Öğrencilere de böyle bir fırsat bulduklarında kaçırmamalarını öneriyorum. Aktüel dergisinde kendimi yetiştirdiğime çok inandım ve ilk maddi anlamda kazancımı orada sağladım. Öğrencilik dönemimi de aktüelde bitirdim. Sağolsunlar, çok destek oldular. Ben bir rahatsızlık geçirdim ve ayrılmak zorunda kaldım tekrar o süreçte de bir karışıklık oldu el değiştirildi TMSF’ye geçti falan. Benim ayrılışlarım hep şirketlerin el değiştirmesi veya iflas etmesi üzerine oldu. Tekrar üniversiteyi bitirdim iş bulmakta sıkıntı yaşadım, bir de gazetenin tadına bakayım dedim. Haklarım bana verilmedi SGK ödenmedi vesaire. Ben oradan kendi isteğim üzerine ayrıldım. Ben aslında tasarımcıydım, dijital sonradan hayatıma girdi. Tekrar dijital bildiğim için, programlara hakim olduğum için bana bu şirket dijital yayın öğretmem talebinde bulundular.

“CÜNEYT ÖZDEMİR ÇOK MÜCADELE ETTİ DİJİTAL YAYINLARIN OKUNMASI İÇİN”

Tekrar siyasi olaylardan dolayı kapatıldı ve Türkiye’de ilk Hürriyet, Cüneyt Özdemir ve biz dijital yayın yapmaya başlamıştık. Cüneyt Özdemir dergi olarak yapıyordu. Biz gazete olarak. Dijital yayınların okunma ve indirilme oranı çok yüksek değildi. Sağ olsun, Cüneyt Bey çok mücadele etti Türkiye’ye bunu sokup pazarlamak için ama maalesef o kitleyi yakalayamadık. Türkiye’de dijital dergi okuma alışkınlığı pek yok. Bunun zamanla daha çok hayatımıza dahil olacağını düşünüyorum. Şöyle bir avantaj var hızlı tüketim telefonlarınıza geliyor ve en iyisi de ücretsiz. Sonrasında Cosmopolitan’a geçtim. Orada dokuz aylık süreç geçtikte sonra Türk Hava Yollarından teklif geldi. Skylife 5 yılda bir ihaleye giden bir dergi dijital yayın koordinatörü olmam talep edildi ve üç derginin dijital yayın koordinatörü oldum. 2015’ten bu Nisan ayına kadar yaklaşık 4 buçuk sene bu derginin dijital yayın koordinatörü oldum. Bir ekibim vardı ve yayınlarını, uygulamalarını hazırlıyorduk.

Bu süreç nasıl devam edecek?

Geçmiş ve şuan da bulunan sağlam portfolyomuz ile yolumuza devam edeceğiz. Yataş – Enza Home dijital dergileri bizlere kurumsal birçok iş getirdi. Amacımız Türkiye’de yaygın olmayan dijital yayını bütün platformlarda birçok yabancı dilde interaktif hizmete sunmak.

“BÜYÜK ŞİRKETLERİN DAHA PROFESYONEL YAKLAŞIMI İŞLERİ DAHA KOLAYA TAŞIYOR.”

Büyük şirketlerle çalışmanız dikkatimi çekti bu THY’nin size katmış olduğu bir vizyon mu yoksa network sonucunda gelinen nokta bu mu?

Daha çok şöyle, sahada çalışan bir insan değilim daha çok ofiste çalışan bir insanım. O yüzden bir networküm yok. Vizyon olarak olduğunu düşünüyorum çünkü insan ne kadar büyük adım atarsa aşağısı mutsuz ediyor. Diğer şirketlerle de görüştüm. Büyük şirketlerin daha profesyonel yaklaşımı işleri daha kolaya taşıyor.

Kariyerinizin akışını bugünkü gibi şekillendirmeseydiniz. Biz sizinle hangi sektörde buluşmuş olurduk?

Kesinlikle beni mutfakta bulurdunuz. Bunu eşime sormak lazım 72 kiloyla evlendi şu an 98 kilo J

THY’deyken gezgin miydiniz?

Hayır gezemiyordum, ofisteydim. En fazla yurtiçi olabiliyordu.

Film?

Film son zamanlarda çok fazla izleyemiyorum ne yalan söyleyeyim. Kitap okumaya da yeni başladım çünkü çok yoğun tempodan çıktım. Her zaman benim için Victor Hugo’un Sefiller kitabının sefiller filmi. Hiçbir kitabın filme bu kadar yakıştığını görmedim. Siz kitabı okursunuz ama filmi izlediğinizde keşke izlemeseydim dersiniz.

Müzik?

Spotify var hayatımızda ama şöyle söyleyeyim eski müzikleri dinliyorum. Türklerden dinlerim daha çok. Madonna’yı çok dinliyorum. MFÖ’nün şarkılarını çok severim.

Söz?

Çok var ama aklımda kalan bir şey yok. Kendim adına tek bir kelime gibi; hırslı ve doğru bir insan olduğumu düşünüyorum ama aklımda yok.

Son sorumuz… Henüz taze ve yeni bir markayı büyük markalarla buluşturmayı nasıl başardınız?

Ben daha çok orada yönetici pozisyonunda olduğum için başka bir yerde alt bir pozisyonda çalışamam bu beni mutsuz eder. Ben yapı olarak hırslı biriyim. Tuttuğunu koparan bir kadınım yalan söyleyemem. Buradan ayrıldıktan sonra bir iş bakmadım, başvuruda bulunmadım. Sadece bir tek o anki telaşla Şişecam’a başvurdum ve Abdi İpekçi’ye başvurmuştum. Çünkü orada dijital yayın müdürü arıyorlardı. Tam olarak benim branşım değil ama ben dijital anlamda kendimi yetiştirdiğime inanıyorum çünkü o esnada Boğaziçi’nin eğitimlerine vesaire de gittim. Dijital büyük bir platfrom. Hiçbir zaman dijital yayın ve hizmetleri tam anlamı ile yüzde yüz bilemez ve hizmetini veremezsiniz. Teknoloji ile bağı büyük ve kendinizi sürekli güncellemeniz gerekir. Kendi etrafında küçük gruplara ayrılır. Ben bu grubun daha çok dijital dergi ve yayın kısmındayım. Öğren öğren bitmeyecek o yüzden de baktığında bir yerde çalışamayacağım için beni mutlu edebilecek şirketlere yönlenmeye başladım. Ben bunda başarılı olamazsam ne yaparım diye de kendime sordum. Mutfakta olurdum büyük ihtimalle. Her kadının ya da her insanın hayalidir belki ama bu benim çocukluktan beri hayalim aslında bir esnaf lokantası bile açabilecek bir insanım. Derler ya gördüğünden aşağısını kimse görmesin. Ne kadar doğru söylüyorum bilmiyorum ama. THY’de beş yıllık süreci yaşayınca, 25 yaşında girdim ve bunları başarabildim. O zaman bunları yaşamasaydım belki bugün normal bir iş yerine girip çalışabilecektim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top