İçindekiler
Lohusalık doğum sürecini sezaryen ya da normal doğumla atlattıktan sonraki süreç olarak bilinir. Lohusalık dönemi zor bir süreç olmakla beraber gebelik sonrası kadına yardım edecek kişilerin de olmasıyla birlikte kolay atlatılabilir. Bu süreçte bebeğe dikkat edildiği kadar lohusanın da kendine özen göstermesi gerekmektedir. Şimdi sizlerle lohusalık döneminin ne olduğunu ve ne kadar süreceğini paylaşmak istiyoruz.
Lohusalık dönemi nedir?
Lohusalık dönemi, gebelik sonrasındaki kadının vücudunun belli bir süre içerisinde tekrar doğum öncesi haline geçme durumudur. Yani lohusalık doğumdan sonraki bir süreçtir ve gebelik esnasında kadında oluşmuş olan fizyolojik ve psikolojik değişikliklerin doğumdan sonra eski haline tekrar dönme halidir. Lohusalık dönemi çok erken, erken ve geç lohusalık olmak üzere üç döneme ayrılır. Çok erken lohusalık doğumdan sonraki ilk 24 saati, erken lohusalık ilk bir haftayı, geç lohusalık ise geri kalan süreyi ifade etmektedir. Şimdi sizlere doğumdan sonraki değişikliklerden bahsedelim.
Rahim
Gebelik sürecinde yaklaşık 11 kat büyüyen rahim doğum sonrasında hızlı bir şekilde küçülmeye başlar ve elle hissedilemez hale gelir. Gebelik döneminde 1000 gr. olan rahim lohusalık döneminde 50-100gr. ağırlığına çekilmektedir. Birkaç hafta içinde rahim boyutu gebelik öncesi haline göre daha büyük kalsa da gebelik öncesi durumuna döner ve rahmin iç tabakası doğum sonrası kendini yeniler.
Rahim ağzı
Doğum sonrasında kısa bir sürede gebelik öncesi haline gelen rahim ağzı eski haline kavuşur ancak ilk hali gibi olmaz. Rahim ağzının dış kısmı bir hafta sonra kapanmaktadır.
Vajina
Doğum sonrası vajinanın iyileşmesinde ve yeniden şekillenme sürecinde küçüklük meydana gelir. Ancak vajina boyut olarak doğum öncesi büyüklüğüne geri dönmez. Doğum sonrasında rahim içinden gelen vajinal akıntılara löşi(lochia) denilmektedir. İlk gelen akınıtının rengi oldukça kırmızıdır ve birkaç gün içinde rengi açılarak azalmaya başlar.
Perineum (apış arası)
Doğum sırasında kesilmiş, travmaya uğramış, gerilmiş veya yırtılmış olabilecek perineum yani dış genital organlar 1-2 haftaya kadar yenilenir. Bu bölgedeki kaslar 6 haftaya kadar yeniden gelir ve daha fazla iyileşme birkaç ay sürebilir. Eğer bu bölgelerdeki kaslarda, sinirlerde ya da bağ dokularında ileri derecede hasar olmuş ise, kaslar normale dönmeyebilir.
Karın duvarı
Karın duvarı yumuşak ve kötü halde olmaya haftalar boyunca devam edebilir. Karın duvarının kısa sürede iyileşmesi gebelik sonrası kadınların yapacağı egzersizlere bağlıdır.
Yumurtalıklar
Yumurtalıkların eski haline dönmesi lohusanın emzirip emzirmemesine bağlı olarak çok fazla değişkenlik gösterir. Emziren kadınların adet görmeme ve yumurtlayamama süreci emzirmeyenlere göre daha uzundur. Emzirmeyen annelerde yumurtlama doğumdan 27 gün sonra olmaktadır. Emzirmeyen kadınlarda ise adetlerin geri dönmesi bebeğin hangi sıklıkta ve miktarda emzirildiği, ek mama kullanılıp kullanılmama gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir.
Memeler
Memelerde gebelik sürecinde süt salgılanmasına bağlı olarak değişiklik gösterir. Doğumdan sonraki ilk 4 gün içerisinde salgılanan süte klostrum denilir. İlk başlarda az gelen anne sütü emzirme oldukça salgılanması da artar. Yüksek protein içeriğine sahiptir ve bebek için koruyucu özellik arz eder. Eğer gebelik sonrasındaki kadınlar emzirmezse anne sütü 2-3 hafta içerisinde azalır.
Normal doğum veya sezaryenden sonraki lohusalık sürecinde bir fark var mıdır?
Normal doğum veya sezaryen doğumdan sonraki lohusalık döneminde çok fazla bir fark yoktur. Sadece sezaryen doğum yapanlarda yara izinin iyileşmesi ve hareketlerdeki güçlük söz konusu olabilir.
Lohusalık dönemi ne kadar sürer?
Lohusalık döneminin gebelik sonrasındaki kadınların vücudunun, gebelik öncesi haline gerileyen bir süreç olduğunu söylemiştik. Lohusalık dönemi doğumdan sonraki ilk 6 haftayı kapsar. Bu da yaklaşık 40 güne tekabül etmektedir. Bu süreçte kadınların kendisini en az yeni doğan bir bebek kadar iyi bakmaları gerekmektedir. Çünkü bu dönemde geçirilen hastalıkların ve rahatsızlıkların ciddi boyutu olabileceği unutulmamalıdır.
