Close

Doğum Yöntemleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler

dogum-yontemleri-hakkinda-bilinmesi-gerekenler

dogum-yontemleri-hakkinda-bilinmesi-gerekenler

Bir çocuğun gelişine hazırlanmak, anneler için heyecan verici bir durumdur. Ancak, bu durum için çok dikkatli bir planlama gerektiği göz ardı edilmemelidir. Çocuk odasını boyamanın veya bebek bezinin nasıl değiştirileceğini öğrenmenin yanı sıra, hamile kadının ve eşinin bebeklerini hangi doğum yöntemiyle dünyaya getireceklerine karar vermeleri gerekir. Doğum yöntemleri hakkında bilgi edinmek ve doğumu planlamak için mutlaka zaman ayrılmalıdır. Tüm seçenekleri araştırmanız, seçeneklerin artılarını ve eksilerini iyi tartmanız, en rahat ve heyecan verici rotayı belirlemeniz gerekir.

Ebeveyn bu seçimi yaparken mutlaka doktoruna da danışmalıdır. Çünkü ister normal ister ilaç destekli veya cerrahi yollarla olsun, tercih edilecek doğum yöntemlerinin avantajları ve dezavantajları olacaktır. Bu aşamada doktor anne adayına hangisinin uygun olacağına dair tavsiyelerde bulunabilir.

Doğum Yöntemleri Nelerdir? 

Bebeği dünyaya getirmenin birçok olası yolu vardır. Doğum yöntemleri genel olarak üç başlık altında toplanır:

  • Normal doğum yöntemi (vajinal doğum)
  • Sezaryen doğum yöntemi
  • Suda doğum yöntemi

Diğer her seçenek, bu temel doğum yöntemlerinin bir varyasyonudur. Yani, vajinal normal doğumda olduğu gibi, nerede doğum yapacağınızı ya da hangi araç ve prosedürleri kullanacağınızı değiştirebilirsiniz. Ancak bu yine de vajinal, yani normal doğumdur.

Normal Doğum Yöntemi (Vajinal doğum)

Normal doğum, bebeğin doğum kanalından vajinal yolla çıktığı doğum şeklidir. Bu, vücudun doğal yöntemi olduğu için doğum yapmanın da en yaygın ve en güvenli yoludur.

Kadınların yaklaşık %68’i her yıl normal doğum yapar. Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde doktorlar ve kadın doğum örgütleri, sezaryen için tıbbi bir zorunluluk yoksa ve gebelik komplikasyonsuz ilerliyorsa, kadınlara normal doğum planlamasını önerir.

Normal doğumun 3 ana evresi vardır. En uzun evre olan birinci evrede rahim ağzı bir meyve parçası gibi yumuşar ve olgunlaşır. Rahim kasılmaları ve gerçek doğum sancıları belirgin hale gelir. Bebek pelvise yerleşir. Kasılmalar daha da güçlenerek rahim ağzı 10 santimetre kadar açılır. Bebek, doğum kanalından aşağı doğru hareket eder. Bu, ilk doğumu olan kadınlar için 12-16 saat, daha önce doğum yapmış kadınlar için 6-9 saat sürebilir. Bu aşamada her kasılmada beyne bir sinyal gönderilir ve oksitosin hormonu salınır. Oksitosin salgılanmasıyla kasılmaların şiddeti artar. Kasılmaların şiddeti arttıkça daha fazla oksitosin salınır ve kasılmalar zorlaşır. Bu yolla bebek doğum kanalında iyice ilerler.

İkinci evre, bebeğin doğum kanalından geçişini ve dünyaya gelişini içerir. Bu aşama yaklaşık 10-40 dakika sürer. Kasılmalar genellikle 2-3 dakikada bir gelir. Doğum ilerledikçe ve ağrı arttıkça, endorfin vücuttan  artan miktarlarda salınır. Doğal olarak ağrı algısında bir azalma olur. Artan endorfin seviyesi, rüya benzeri bir durum yarattığından bu durum kadınların doğumu yönetmelerine yardımcı olur.

Üçüncü evre ise, bebeğin doğup göbek kordonu kesildikten sonra plasentasının tamamen çıktığı aşamadır. Bu aşama nispeten ağrısızdır. Bu üçüncü aşamanın tamamlanması da yaklaşık 30 dakikayı bulur.

Normal Doğum Yönteminde Forseps Desteği

Normal doğum sırasında bazen bebeğin başının ilerleyişi durur. Doğum kanalından çıkma evresi uzayabilir. Buna annenin yorgun ve bitkin olması veya ıkınma hareketini yeterli seviyede yapamaması sebep olabilir. Böyle bir durumda doğum kaşığı olarak bilinen forseps müdahalesi uygulanarak vajinal doğum güvenli şekilde gerçekleştirilir. Doktor, özel olarak üretilmiş forsepsi yavaşça doğum kanalına sokar, bebeğin başını nazikçe tutarak kanaldan dışarıya doğru yönlendirir.

Bu prosedürün kullanımıyla ilgili bazı tartışmalar vardır. Ancak anne veya bebek için tehlikeli bir durum söz konusu olduğunda kullanılması elbette ki çözüm olur. Ya da annenin stresini azaltmak için hızlı bir doğum istenebilir. Zzellikle de annenin kalp hastalığı, akut pulmoner ödemi, nörolojik rahatsızlıkları varsa veya uzun süreli ikinci doğum aşaması başarılı bir vajinal doğumu tehlikeye atıyorsa forseps kullanılabilir. Bebeğin göbek kordonunun sarkması, plasentanın erken ayrılması ve bebekte anormal kalp atışları varsa yine forseps uygulanabilir.

Bu tekniğin anne ve bebek açısından güvenli olabilmesi için rahim ağzının tam açılmış olması, bebeğin suyunun gelmiş olması, bebeğin başının belirli bir kısmının rahim ağzından dışarı çıkım aşamasında olması önemlidir. Bebeğin tahmini kilosunun bilinmesi de forsepsin uygulanabilirliği açısından gereklidir.

Bebeğin başı, doğumu zorlaştıran veya imkansız kılan anormal bir pozisyonda olduğunda forseps yerine manuel rotasyon tekniği kullanılabilir. Bu işlemde kadın doğum uzmanı elini doğum kanalına sokar ve bebeğin başı daha uygun bir pozisyona getirilir.

Normal Doğum Yönteminde Vakum Ekstraksiyonu

Forseps ile müdahale yöntemine alternatif olarak geliştirilmiş bu doğum tekniği normal doğumda kullanılır. Bebek çıkış yolundaysa ancak doğum kanalındaki ilerlemesi durmuşsa, vakumla ekstraksiyon yöntemi uygulanır. Bu yöntemde kullanılan vakum pompası, bebeğin kafa derisine emme yoluyla tutturulan, yumuşak fincana benzeyen bir cihazdır. Bu cihaz kullanılarak bebek nazikçe kanaldan dışarıya doğru yönlendirilir.

Bu prosedürün olası riskleri vardır. Örneğin annede servikal ve vajinal travma meydana gelebilir. Veya bebeğin kafa derisinde hasar veya kafa içi kanama oluşturabilir. Ancak forsepsle doğumda yaşanandan daha az risklidir ve komplikasyonlar daha az sıklıkta görülür.

Sezaryen Doğum Yöntemi 
Sezaryen Doğum Yöntemi

Sezaryen Doğum Yöntemi 

Genel kabul gören görüşe göre, sezaryen keyfi olmayıp ancak gerekli durumlarda tercih edilmesi gereken bir doğum şeklidir. Sezaryen, “kesmek” anlamına gelen Latince “caedare” kelimesinden türemiştir. Sezaryen doğum bazen önceden planlanır bazen de doğum esnasında oluşan sorunlar sebebiyle, vajinal normal doğum sırasında doktor bu yönteme geçebilir.

Sezaryen doğum, cerrahi bir prosedür yani bir ameliyat olduğu için hastanede gerçekleştirilmelidir. Bu yöntemde, önce anne epidural anestezi (ya da spinal blok) ile uyuşturulur. Epidural sezaryende doğum esnasında annenin şuuru açıktır. Anne ameliyatın ağrısını hissetmez. Fakat bazı durumlarda anestezist genel anestezi kullanmayı da tercih edebilir.  Annenin karın boşluğu cerrahi olarak 8-10 cm kesilerek rahime ulaşılır. Bebek rahimden güvenle çıkarıldıktan sonra kesi yerleri, vücutta kendiliğinden kaybolan özel iple dikilir. Sürecin tamamı 1 ile 2 saat arasında sürebilir. Bebek doğduktan sonra 2 ila 4 gün arasında kadınlar hastanede kalır.

Sezaryen doğum acısız olmasından dolayı, gerekli olmayan durumlarda bile tercih edilen bir doğum şekli haline gelmiştir. ABD’deki bebeklerin neredeyse üçte biri sezaryen ile doğar. Bu oran Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından önerilen oranın iki katından fazladır. Oysa bu yöntem ancak vajinal normal doğum güvenle gerçekleşmezse, anne ya da bebekte hayati riskler oluşursa tavsiye edilen cerrahi bir işlemdir.

Sezaryen Doğum Yöntemi Kaçıncı Haftada Yapılır?

Sezaryen, gerekli görüldüğünde tercih edilen bir doğum şekli olduğundan belirli bir haftanın belirtilmesi mümkün değildir, çünkü gerekliliğin ne zaman oluşacağı bilinemez. Ancak bebek 39. haftalık iken sezaryen doğum idealdir.

Sezaryen Doğum Yöntemi Hangi Durumlarda Tercih Edilir?

  • Anne karnında duruş bozukluğu varsa,
  • Bebek normalden iri ise,
  • Anne önceden rahim operasyonu geçirdiyse,
  • Anneden vajinal normal doğum yoluyla bebeğe geçme ihtimali olan, genital bölgede herpes (uçuk), HPV gibi virütik enfeksiyon varsa,
  • Göbek kordonu bebeğin başının önünde ise,
  • Annenin doğum kanalı dar ya da tıkalıysa,
  • Bebeğin suyu ileri derecede azalıyorsa,
  • Çoklu gebelik söz konusuysa (ikiz, üçüz gibi gebeliklerde bebeğin doğum kanalında sıkışma ya da ters gelme olasılığı yüksektir),
  • Annenin bel fıtığı, kalp hastalığı, yüksek tansiyon gibi ıkınmasının sakıncalı olduğu durumlar varsa,
  • Gebelikte 40 haftanın dolmasına rağmen hala doğum sancıları başlamıyorsa, rahimde açılma görünmüyorsa, plasenta suyunda azalma varsa ve bunun yanında bebeğin kalp atışları istenilen düzeyde değilse sezaryen doğum yöntemi tercih edilir.
Suda Doğum Yöntemi
Suda Doğum Yöntemi

Suda Doğum Yöntemi

Bilinenin aksine sadece normal doğum veya sezaryen doğum yoktur. Günümüzde suda doğum şekli de oldukça popülerdir. Adından anlaşılacağı üzere su içerisinde gerçekleşen bu doğum tekniğinde suyun rahatlatıcı etkisinden faydalanarak vajinal yoldan doğumun gerçekleşmesi sağlanır. Bir diğer deyişle suda doğum, normal doğum sınıfında yer alır.

Suda doğum bir hastanede, evde veya bir doğum merkezinde gerçekleştirilebilir. Bir doktor, hemşire veya ebe bu konuda yardımcı olur. Suda doğumda anne sancılarını bele kadar uzanan temiz, tipik olarak vücut sıcaklığından birkaç derece yüksek (37-37,5°C gibi) ılık suyla dolu bir havuzda geçirir.

Hangi Doğum Yöntemini Seçmeliyim?

Doğum yöntemleri farklı avantajlara sahiptir:

Normal Doğum Yönteminin Avantajları

  • Komplike olmayan normal doğumdan sonra anneler doğum stresinden daha çabuk kurtulabilir ve yaklaşık 24-48 saat içinde bebekleri ile taburcu olup evlerine dönebilir.
  • Enfeksiyon olasılığı diğer yöntemlerden daha düşüktür.
  • Normal doğumda bebek doğum kanalından geçerken bağırsak sağlığına katkıda bulunan ve bağışıklık sistemini güçlendiren faydalı bakterileri alabilir.
  • Bebeğin vajina yoluyla normal doğması halinde solunum problemleri, astım, gıda alerjileri, laktoz intoleransı geliştirme, obezite gibi riskleri azalır.
  • Bebek anestezi almamış olur.
  • Bebek anne karnındayken ciğerleri sıvı ile dolar. Normal doğum sırasında meydana gelen hormonal değişiklikler bu sıvının büyük bölümünü temizler, geri kalan kısmı da bebek doğum kanalından geçerken sıkılır.
  • Normal doğum ile anne hemen bebeğini emzirmeye başlayabilir. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü emzirmenin doğumdan sonra mümkün olan en kısa sürede başlatılmasını önerir.
  • Annenin gelecekteki gebeliklerinde oluşabilecek komplikasyon olasılığı düşer.
  • Doğum sonrası anne daha kolay kilo verebilir.
  • Normal doğum yönteminde ekonomik yönden de tasarruf edilebilir.

Suda Doğum Yönteminin Avantajları

Suda doğumun en büyük artılarından biri ağrı kesici özelliğidir. Çünkü doğum esnasında salgılanan endorfin hormonu su ortamında daha kolay aktif hale gelir. Serviks genişledikçe, ılık su bedeni ve zihni yatıştırmaya ve gevşetmeye yardımcı olur. Bununla birlikte suyun kaldırma kuvvetinden dolayı suyun içinde olan annenin hareket kabiliyeti artar. Buna bağlı olarak da vücuttaki kan dolaşımı hızlanır, kan basıncı düşer, ağrı hissi azalır.

Uzmanlar, suda doğumun anne karnına benzer bir ortam yaratması nedeniyle bebeğe faydalı olduğunu belirtir.

Suda doğumda anne ağrı kesici almadan normal doğum sürecini daha kısa sürede gerçekleştirebilir. Çoğu anne adayı, acı çekmek istemediği için sezaryen doğumu tercih eder. Halbuki suda doğumla tanışan bir anne, normal doğumu daha az acı çekerek gerçekleştirecektir.

Doğum Yöntemlerinin Riskleri Nelerdir
Doğum Yöntemlerinin Riskleri Nelerdir

Doğum Yöntemlerinin Riskleri Nelerdir?

Doğum yöntemlerinin avantajları kadar riskleri de bulunur.

  • Normal Doğum Yönteminin Riskleri

Normal doğum yönteminin her ne kadar avantajları çok olsa da riskleri de bulunur. Örneğin bebek doğum kanalından geçerken fiziksel travma geçirebilir. Bu, morarmaya, şişmeye ve nadir durumlarda kemiklerin kırılmasına neden olabilir. Doğum sırasındaki komplikasyonlar, uygun şekilde ele alınmazsa ek sorunlara da yol açabilir. 

  • Suda Doğum Yönteminin Riskleri

Suda doğum, normal doğuma kıyasla ekstra bir risk taşımaz. Ama daha çok ikinci ve üçüncü doğumlarda önerilir. Çünkü ilk doğumda anneye doktorlar tarafından kontrollü kesikler açılması gerekebilir. Ek olarak anne adayları risk grubunda yer aldığında, erken doğum gerektiğinde, annenin genital enfeksiyonu olduğunda, çocuğun ters gelmesi durumlarında da suda doğum yapılmaz.

  • Sezaryen Doğum Yönteminin Riskleri

Sezaryen doğum, normalde komplikasyonsuz ilerleyen düşük riskli bir işlemdir. Tüm ameliyatlarda olduğu gibi nadir durumlarda enfeksiyonlara, ameliyat sonrası kanamaya veya kan pıhtılarına (trombozlar) yol açabilir. Bazen karın bölgesinde büyümeler olabilir. Anne karnında sıvı içinde bulunan bebek, normal doğum sırasında vajinadan geçerken bu sıvıyı atsa da sezaryen doğumda bu imkan olmaz. Bu nedenle doğum sonrası bebekte sık soluk alıp verme ve bazen geçici de olsa yoğun bakım takibi oluşabilir. Anne sezaryen sonrası yaşadığı ağrılar nedeniyle bebeğini yeterince besleyemeyebilir. Bu da bebekte yetersiz bağırsak hareketleri oluşturabilir. Tüm yenidoğan bebeklerde görülen sarılık daha belirgin boyutlara gelebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top