Bir kadının hayatta sahip olabileceği en zor fakat aynı zamanda en özel rol anneliktir. Her kadın annelik içgüdüsüyle doğar ve bebeğini karnında hissettiği ilk andan itibaren bu içgüdü tarafından sarılır. Anne olmak beraberinde birçok sorun ve sorumluluk getirse bile yeryüzünde hissedebileceğiniz en muhteşem duygudur.
Günümüz koşullarında kadınların da çalışma ve eğitim hayatında eskiye kıyasla çok daha aktif rol almasının evlilik ve dolayısıyla çocuk yapma yaşını daha ileriye ittiği su götürmez bir gerçektir. Anne olmanın, küçük bir bedenin sorumluluğu almanın, bir insanın yetişmesinde ve fikirlerinin oluşmasında en etkili kişi olmanın hiç de azımsanmayacak kadar zor bir görev olduğu ise çok net ortada. Dolayısıyla anne olabilmek için öncelikle anne adayının olgunluğa erişmiş, sağlıklı düşünme yetisine sahip olması çok önemlidir.
Neden anne olmak ertelenmemeli?
Kadının bedensel gelişimine bakıldığında 20 ile 30 yaş arası çocuk sahibi olmak için en ideal yaş aralığı olarak sunulmaktadır. Daha sağlıklı bir gebelik yaşamak için bu detaya önem verilmesi gerekse de, bedeni, psikolojisi ve ruhu gebeliğe hazır olan her kadın istediği takdirde istediği yaşta anne olabilir. Fakat anne olmayı çok ertelememek için göz önünde bulundurulabilecek pek çok avantaj saymak mümkün.
Bunlardan en basiti, neden bu duyguyu daha erken yaşamayasınız ki? Evet, anne olmak büyük bir sorumluluk, beraberinde birçok sıkıntıyı, problemi getiriyor fakat bebeğini kucağına aldığında mutlu olmayan bir annenin olduğunu söylemek pek mümkün değil. Öte yandan ne kadar genç yaşta anne olursanız, enerjiniz o kadar yüksek olur. Karşınızda enerjisine uyum sağlamanız gereken küçük bir çocuk olduğunu varsayarsak, bu detayın ne kadar önemli olduğunu fark edebilirsiniz. Sürekli oyun oynama isteğine karşılık verebilme, eğitim hayatının takibinde bulunabilme ve ihtiyaçlarında yardımcı olabilme adına genç anne olmak büyük bir avantaj olacaktır.
Yine benzer perspektiften bakıldığında çocuğunuzla aranızdaki yaş farkı büyüdükçe birbirinizi anlamanızın zorlaşacağını görmek mümkün. Kuşak çatışması adı verilen bu durum, çocuğunuzun çocukluk dönemini kendi çocukluk döneminizle kıyaslayıp, onu yeterince anlayamadığınız bir çatışma durumu olarak tanımlanabilir. Geçmişten günümüze değişen şeyleri yaşınız ilerledikçe takip etmekte zorlanıp, çocuğunuzun enerji ve isteklerini yakalayamayabilirsiniz. Böyle bir durumda çocuğunuzla yaşayacağınız iletişim problemlerinin zamanla büyümesi söz konusu olabilir.
Ortalama yaşam süresine bakıldığında anne olmayı ertelediğiniz her gün çocuğunuzla geçireceğiniz vaktinizden çalmış olduğunuzu söylemek de çok yanlış olmayacaktır. Aksi bir durum oluşmadığı takdirde ne kadar genç anne olursanız çocuğunuzla o kadar çok vakit geçirebilir, belki onun anne-baba olduğu günleri görebilirsiniz. Öte yandan anne olmayı ertelemek, eğer düşünüyorsanız diğer hamileliklerinizde yaşınızın çok daha ileri olmasına neden olacaktır.
Fizyolojik açıdan iki gebelik arasında en az 2 yıl olması gerekmektedir. Bu doğrultuda ikiden fazla çocuk isteyen bir kadının son gebeliğinin ideal gebelik yaşından çıkacağı göz önünde bulundurulmalıdır. İleri yaşta gebeliğin de en az erken gebelik kadar riskli olduğu düşünüldüğünde erken yaşta anne olmanın bir diğer avantajı gözler önüne serilmektedir.
Sorunlarla mücadele, çocuk yetiştirme ve bunun sorumluluğu almak insanı şüphesiz olgunlaştıran durumlardır. Bu noktada daha erken anne olan kadınların daha erken olgunlaşabileceği söylenebilir. Anne olmayı ertelememenin bunca avantajına rağmen en doğru zamanın kendinizi anne olmaya hazır hissettiğiniz zaman olduğunu unutmayın.
