Close

Doğum Sonrası Dönem

Doğum Sonrası Dönem

Doğum Sonrası Dönem

Bebeğin doğması ile başlayan ve annenin hamilelik sürecinde değişen hormon yapısının gebelikten önceki eski seviyelerine ulaşmasına kadar uzanan döneme lohusalık denir. Bu süreci yaşayan yeni doğum yapmış kadına da lohusa denir. Lohusalık dönemi 4 ile 6 haftalık zaman dilimini kapsar. Hamilelik boyunca kadının tüm vücut sistemi doğacak bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak üzere şekillenir. Lohusalık sürecinde vücut eski haline dönerken bazı sistemlerde bu süreç daha da uzayabilir. Yorucu bir hamilelik sürecinden çıkmış olan annede doğum sonrası hem fizyolojik hem de psikolojik olarak birçok değişiklik ortaya çıkar. Yaşanan tüm bu değişiklikler sürecin doğal sonuçları olarak kabul edilir.

Doğum Sonrası Yaşanan Değişiklikler

Doğum sonrasında yaşanan değişikliklerden ilki adet kanamasına benzeyen kırmızı renkli bir akıntı olması. Rahim içindeki yara günler içinde iyileştikçe gelen kanama kahverengimsi bir hal alır. Zaman geçtikçe pembeleşir ve sonlara doğru sarı- beyaza döner. Akıntı şeklinde yaklaşık 40 gün gelmeyi sürdürür. Bu dönemde ayakta duş alınabilir. Denize, havuza girmek ya da küvette yıkanmak ise sakıncalı. Hijyene maksimum derecede özen gösterilmesi gereken bir dönem. Kullanılan pedler sık sık değiştirilmeli ve her tuvalet kullanımı sonrası temizlik bol su ile yapılmalı. Doğumdan sonra gelen akıntı, olması gerekenden daha uzun sürerse ve kötü kokulu bir hal alır buna da ağrı ve ateş eşlik ederse doktorunuza başvurmalısınız.

Normal doğum sırasında hazne girişinde yırtık veya kesi oluşması durumunda dikiş atılır. Bu nedenle doğumdan sonraki ilk günler ağrılı olabilir. Özellikle ilk gün soğuk kompres yapılması ödem ve şişliği önleyebileceği gibi hızlı iyileşmeyi de sağlar. Dikişlerin enfeksiyon kapmaması için temizliğine fazlasıyla özen gösterilmeli. Bu dönemde hijyenik pet kullanmak ve beden temizliği sırasında bol su kullanmak enfeksiyonlardan korunmak için son derece faydalı. Temiz tutulduğu takdirde yara 1-2 hafta içerisinde iyileşir.

Normal doğum veya sezaryen sonrası karında sertlik, hamilelik boyunca genişleyen rahmin küçülmeye başlamasından kaynaklanır. Rahim doğumdan sonra 4 aylık gebelik büyüklüğündedir ve karın üzerinde ele gelecek sertlikte olur. Daha sonra yavaş yavaş küçülerek 15-20 gün içerisinde normal yerine geri döner. Emzirmek bu sürecin hızlanmasına yardımcı olur ve küçülme hareketi emzirme sırasında hissedilebilir.

Doğum Sonrası En Çok Merak Edilenler
Doğum Sonrası En Çok Merak Edilenler

Doğum Sonrası En Çok Merak Edilenler

9 aylık heyecanlı bekleyişin ardından bebeğin dünyaya gelmesi ile birlikte annede çeşitli sorular oluşmaya başlar. Stres ve kaygı düzeyi yüksek olan kadın sorularına sağlıklı cevaplar bulamadıkça da sorunlar baş göstermeye devam eder.

Doğumdan sonra en çok merak edilen konuların başında emzirme gelir. Anneler  “Sezaryen sonrası süt ne zaman gelir? Doğumdan sonra süt hemen gelir mi? Anne sütünün gelmesi için ne yapmalı?” gibi soruların cevabını aramaya başlar. Gerek normal doğum gerekse sezaryen doğum olsun her ikisinden sonra da yaklaşık 6 saat içinde kolostrum denen ilk süt gelir. Bu kavram halk arasında ağız sütü olarak bilinir. Bu süt normal anne sütünden biraz farklı. Sonrasında olgun süt gelmeye başlar. Sezaryen doğumda anne sütünün verimli ve akıcı olarak gelmesi 2 gün sonra gerçekleşir. Uzmanların üzerinde durduğu görüş süt gelmese dahi annenin bebeğini emzirmeye devam etmesi yönünde. Annenin beslenme şekli, meme ucunun fizyolojik yapısı, annenin stres düzeyi gibi çeşitli faktörler süt gelme süresi üzerinde geciktirici etkiye sahip olabilir. Eğer süt gelmiyorsa ya da bebek memeyi almakta direnç gösteriyor ise çevresel ve psikolojik faktörler gözden geçirilmeli. Yoğun olarak sütün gelmesinden sonra annenin memesinde şişlik başlar. Çok sancılı olmamasına rağmen anneye rahatsızlık hissi veren bir durum.

Doğum sonrası göğüs şişliği, süt pompasıyla sütün boşaltılmasından sonra rahatlar. Bu dönemde emzirme sütyenleri kullanmak süreci daha konforlu geçirmenize yardımcı olur. Göğüse buzla masaj yaparak soğumasını sağlamak da şişliğin vereceği rahatsızlığı azaltır. Bebeğin düzensiz emzirilmesi ise süt kanallarını tıkayarak şişlik ve ağrıya yol açabilir. Bunun önüne geçebilmek için bebek her iki göğüsten de sık sık, her 2-3 saatte bir emzirilmeli. Emzirilmediği zamanlarda sütün göğüste kalmasına izin verilmemeli ve süt sağılmalı. Aksi takdirde bu durum enfeksiyona yol açarak şiddetli ağrı yaşanmasına sebep olur. Hem anne hem de bebek için sancılı bir durum olabilir. Dolayısıyla doğum sonrası dönemde emzirme ve göğüs bakımı önemli.

Doğum sonrası adet ve ilk adet belirtileri merak edilen bir diğer konu. Adet kanamasının başlaması doğumdan 6-8 hafta sonra gerçekleşebilir. Yumurtlama ise ortalama doğum sonrası 1,5 ay içinde faal hale gelir. Dolayısı ile emzirmenin gebeliği engelleyeceği, sütün koruduğu düşüncesi yanıltıcı olabilir. Doğumdan sonra 2. kez hamile kalmak için tavsiye edilen süre aradan 2 yıl geçmesi. Eğer emziriyor iseniz, süt salgılanmasını sağlayan hormonun artışından dolayı emzirilen süre boyunca adet kanaması olmayabilir. Ancak yine de doğum gerçekleşeli 1 yılı geçti ise ve hala adet görmediyseniz bir doktor kontrolü tavsiye edilir.

Kadınların en çok merak ettiği konulardan bir diğeri lohusalıkta saç dökülmesi. Hamilelikte salgılanan hormonlar saçların daha hızlı uzamasını ve gürleşmesini sağlar. Doğum sonrası ise östrojen hormonundaki ani düşüş saçları da etkiler. Bu durum doğumdan sonra kadınlarda yaşanan yoğun saç dökülmesinin sebebidir. Saç dökülmesi doğumdan sonra 1. ve 5. aylarda artar.  Saçlarda yaşanan bu değişikliğin geçici olduğu bilinmeli ve endişeye yer verilmemeli. Sağlıklı bir beslenme düzeni sayesinde saç dökülmesi her geçen gün yavaşlar ve 15 ay içinde hamilelik öncesi görünümüne kavuşabilir.

Hamilelik süresinin doğal sonucu olarak kadın kilo alır ve fiziksel görünümünde oldukça büyük değişiklikler yaşanır. Kimi anneler bu durumu çok fazla içselleştirmeden atlatabiliyor iken, kimilerinin kaygı düzeyi takıntı boyutunda olabilir. Bebek doğduktan sonra toplamda 6 ile 8 kg. arası kilo kaybı yaşanır. Ancak hamilelik sırasında artan sıvı tutulumu hemen yok olmaz. Lohusalık döneminde terleme ve stres kaynaklı ağlama sık yaşandığı için iki hafta sonrasında fazla sıvı dışarıya atılır. 2- 2,5  kilo daha kayıp yaşanır. Karın ve bel bölgesinde oluşan deri esnemesi biraz egzersizle ve zaman içerisinde eski görünümünü kazanabilir. Hamilelik süresi 1 yıla yakın sürer. Dolayısı ile kilo vermek için de en az bu kadar süre geçmesi gerekir. Bu süreç sezaryen doğum yapanlarda biraz daha uzun olabilir. Doğum yapan kadının bu konuda aceleci davranmaması ve emzirme süresince rejim yapmaması gerekir. Günlük 1 litre süt üretecek olan göğüslerin ihtiyacı olan enerjinin sağlanması için annenin beslenmesine çok dikkat etmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki; anne sütü bebeğine tüm hayatı boyunca hiçbir şekilde edinemeyeceği avantajlar sağlar. Bu nedenle kilo fazlanızın olmasının önemi olmamalı.

Doğum Sonrası Cinsellik
Doğum Sonrası Cinsellik

Doğum Sonrası Cinsellik

Doğum sonrası kadının duygusal dalgalanmaları şiddetli olabileceği için cinsellik konusu özenle üzerinde durulması gereken bir durum.  Doğumdan sonra annede özellikle ilk hafta sinirlilik, sebepsiz ağlama isteği, duygusal iniş çıkışlar ve depresyon durumu görülebilir. Bu günlerde kadının eşinden ve çevresindeki sevdiği insanlardan yardım alması gerekir. 2 hafta sonunda yaşanan tüm bu duygusal karmaşalar yavaş yavaş azalmaya başlar. Ancak depresyon halinin uzadığı ve nadir de olsa anneyi intihar düşüncesine kadar sürüklediği görülebilir. Bu duygusal çöküntülerin yaratacağı sonuçların daha az zararla atlatılabilmesi için kadının destek almaktan çekinmemesi gerekir. Her kadın, anneliğin çok keyifli olmakla birlikte bir o kadar da zor bir görev olduğunun bilincinde olmalı. Doğum sonrası karşılaşacağı fizyolojik ve psikolojik sorunlara hazırlıklı olmalı. Mükemmel bir anne olmaya çalışmamak, her dönemden keyif alıp mutlu bir anne olmaya özen göstermek psikolojik sıkıntıların yıkıcı olmasının önüne geçer.

Eşlere de bu noktada büyük sorumluluk düşer. Lohusalık depresyonu denilen dönemlerin rahatlıkla atlatılabilmesi için erkek eşiyle empati kurabilmeli, bebek bakımında anneye destek olmalı ve sevgi göstermeli. Ruhsal süreçlerin yanı sıra kadın fizyolojik olarak da değişimler yaşar. Bu durumda estetik kaygının yaşanması özgüven kaybı ve cinsel isteksizlik olarak kendini gösterir. Ayrıca annelik hormonunun baskın olması da lohusalık döneminde yaşanan cinsel isteksizliğin bir diğer sebebi olabilir.

Cinsellik konusunun doğumdan sonra eşler arasındaki sorunlardan biri olarak karşınıza çıkmaması için yapmanız gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Normal şartlarda doğumdan yaklaşık olarak 6 hafta sonra cinsellik yaşanabilir. Sezaryen doğumda bu süreç annenin durumuna göre kısalabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta kanama tamamen bitmeden cinsel ilişki yaşanmasının sakıncalı olduğu.
  • Çiftler karşılıklı olarak hamilelik sürecinde ve doğum sonrasında yaşadıkları değişimler hakkında açıkça konuşmalı. Unutulmamalıdır ki, erkekler de bu süreçte kendi içlerinde çeşitli dönüşümler yaşar.
  • Doğum sonrasında yaşanan fiziksel etkenlerden dolayı kadın cinsel birleşme sırasında ağrı ve acı hissedebilir. Çünkü hamilelik sırasındaki hormonlar vajinada kuruluğa sebep olur.bu da kadının cinsel birleşme sırasında daha fazla rahatsızlık hissetmesine sebep olur. Kadın böyle bir sıkıntının varlığıyla ilgili eşini bilgilendirmeli.
  • Çiftler doğum öncesinde sahip oldukları kadar aktif bir cinsel yaşam sürdüremeyebilirler. Bunun bilincinde olunması beklentileri en baştan azaltacağı için normal bir cinsel yaşama giden yolu kolaylaştırabilir.
  • Cinsel ilişki sırasında aceleci davranılmamalı ve çiftler birbirinin bedenini yeniden keşfediyormuş gibi hassas olmalıdır.
  • Hamilelik sırasında ve doğum sonrasında yaşanan fiziksel değişiklikler genital bölgede yaşanan kasılmaları da farklılaştırabilir. Kimi kadınlarda kasılma fazla olabilirken, kimilerinde daha az olabilir. Cinselliğin normal seyrinde devam edebilmesi için çiftlerin uygun pozisyonu seçmesi gerekir.
  • Bebek bakımı elbette ki önemlidir ancak gerekli durumlarda büyüklerden yardım talep edilmesi çiftlerin birbirine hem duygusal hem de cinsel anlamda zaman ayırabilmesini kolaylaştıracaktır.
  • Cinsel yaşama daha kolay ve sorunsuz dönüş yapabilmek için çiftlerin anlayışlı ve sabırlı olması en temel davranış biçimi olmalı.
  • Her şeye rağmen doğumdan bir yıl sonra cinsel sorunlar yaşanmaya devam ediyorsa, çiftler kendi çabaları ile sorunların üstesinden gelemiyor ise mutlaka bir uzman yardımı alması tavsiye edilir.

Sonuç olarak; doğum sonrası cinsel yaşam hakkında bilinmesi gereken temel şey, her koşulda ve her durumda çiftlerin birbirine anlayışlı olması gerektiği. Kadının hayatı boyunca yaşayacağı en özel dönemlerden olan lohusalık dönemi, çeşitli fiziksel ve ruhsal değişikliklerin yaşandığı bir dönem. Bu dönemde kadının hem ruhsal hem de fiziksel olarak yeniden cinselliğe hazır olması biraz zaman alır. Doğum sonrası dönemde eşlerin birbirine özellikle yardımcı olması gerektiği unutulmamalı. Geçici olan bu dönem karşılıklı anlayış ile çok daha kısa sürede ve en az hasarla atlatılabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top